Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/2847 E. 2019/167 K. 28.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2847
KARAR NO : 2019/167
KARAR TARİHİ : 28.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün asıl davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davacı … ile vekili Av. …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin birleşen davada davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin ortağı olduğunu, 24.06.2006 tarihinde noter huzurunda yapılan kur’a çekimi sonucu 1. Etap, 6. kat, 27 no.lu dairenin müvekkiline isabet ettiğini, müvekkilinin kat farkı nedeni ile banka kanalıyla 3.500,00 TL ödediğini, ancak evini teslim almaya geldiğinde evinde hiç tanımadığı kişilerin oturduğunu öğrendiğini, müvekkilinin rızası dışında taşınmazın kat mülkiyetine geçirildiğini ve davalı … adına tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, 5.000,00 TL kira kaybı alacağının da fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Bozma sonrası birleşen davada davalı kooperatif temsilcisi, önceki yönetim tarafından hiçbir belge ibraz edilmeksizin görev bırakıldığını, uyuşmazlık hakkında bilgileri olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline dair verilen karar, davalı … vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 21.03.2013 tarihli, 2013/1719 Esas, 2013/1729 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan inceleme neticesinde, diğer üyelerin konutlarını teslim edip adlarına tescilini sağlayan davalı kooperatifin yasal üyesi bulunan davacının, kooperatifçe kendisine kur’a yolu ile tahsis edilen konutun tapu kaydının adına tescilini istemeye hakkı olduğu, ayrıca kendisinin davalı …’ye karşı üstün hakkı bulunduğundan, davaya konu taşınmazın bu davalı adına tescil edilmiş olmasının sonucu değiştiremeyeceği, davacının kendisine tahsisli konutu muhtemel teslim tarihinden dava tarihine kadar kullanamaması nedeniyle uğradığı zararı davalı kooperatiften isteyebileceği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline ve davacı adına tesciline, tazminat talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 3.500,00 TL kira tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı kooperatiften tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifler hukukundan kaynaklı tapu iptali ve tescil ile kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Kooperatiflerde üyeye yapılan tahsis her iki tarafın da kooperatif ortağı olması halinde, ilk sahibine üstün hak tanır. Mahkemece, davalı kayıt maliki …’nün kooperatif ortağı olmadığı dikkate alınmaksızın, davacının tahsis önceliğinin olduğunun kabulü doğru olmamıştır.
Kural olarak tapu intikallerinde huzur ve güveni korumak toplum düzenini sağlamak için tapu sicilindeki kayda dayanarak iyiniyetli taşınmaz iktisap eden kişiler, TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğu altına alınmış, bir bakıma esas hak sahibine karşı tercih edilmiş, dayandıkları tapu kayıtları geçersiz olsa dahi iktisapları geçerli sayılmıştır. Somut olayda mahkemece, hem davalı kayıt malikinin iyiniyeti kabul edilmiş hem de aleyhine tapu iptali hükmü kurularak TMK’nın 1023. maddesine aykırı ve çelişkili davranılmış ayrıca iyi niyetin tespitine ilişkin araştırma da yeterince yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı … tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde ileri sürülen, dava konusu taşınmaz bedelinin bir kısmının, ortaklık payı nedeniyle diğer davalı kooperatifçe davacıya nakden ve çek keşide edilerek ödendiğine, ayrıca tahsil edilemeyen çekler nedeniyle de … takibine girişildiğine ilişkin savunmalar üzerinde durularak bahsi geçen ödemelerin varlığının tespit edilmesi ve davacı yanca çekle ilgili takibe girişildiğinin anlaşılması halinde davacının kendi adına satışa rıza gösterdiğinin kabulü ve davalının kötü niyetinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususta inceleme yapılmaksızın hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı … yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.