Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/1956 E. 2019/11 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1956
KARAR NO : 2019/11
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, yüklenici olan müvekkili ile arsa sahibi davalı arasında 09.12.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, edimlerini yerine getirmesine rağmen davacıya düşen 10 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin devredilmediğini ileri sürerek bu taşınmazların davacı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davalı adına tesciline ayrıca mahrum kalınan emsal kira bedelinin şimdilik 1.000,00 TL.sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 10 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin her birinin 75.000,00 TL. bedelle toplam 150,000,00 TL. ödeyerek davacıdan satın aldığını, buna ilişkin adi yazılı belge olduğunu ve davacının imzası olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 15.09.2011 tarihli adi yazılı belge altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, davacının eli ürünü olmadığı, adı geçenin hakiki imzaları model alınması sureti ile sahte olarak atılmış imza olduğu gerekçesi ile tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, tazminat talebinin atiye terkedilmesi sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davalı tarafça taşımazların davacıdan satın alındığı savunulmuş ve mahkemece sunulan adi yazılı belgenin imza incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna davalı vekilince süresinde itiraz edilmiş olması karşısında mahkemece Adli Tıp Kurumundan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.