Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/1509 E. 2019/269 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1509
KARAR NO : 2019/269
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkili şirket ile arsa sahibi davalı … arasında 31.10.2003 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden gereken işlerin arsa sahibi adına yapılabilmesi için diğer müvekkili …’ın 31.10.2003 tarihli vekaletname ile vekil tayin edildiğini, sözleşme yapılırken müvekkili şirketin keşide ettiği 1.500.000 Euro bedelli teminat senedinin davalı tarafa verildiğini, sözleşme konusu taşınmazın 29.06.2006 tarihinde davalı … tarafından annesi olan davalı …’a, onun tarafından da 11.07.2007 tarihinde diğer davalı … Ltd. Şti.ne satıldığını, yapılan satışların sözleşmenin ifa imkanını ortadan kaldırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek sözleşmenin ayakta tutulması suretiyle ifası ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin tapuya tescilini ve dava konusu bononun iptali ile borçlu olmadığının tesbitini yahut sözleşmenin keyfi olarak davalı taraf kusuru ile feshi kabul edilirse şimdilik 250.000 TL. tazminatın reeskont faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillleri … ve … Ltd. Şti. aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, senedin bono vasfı taşımadığını, sözleşme konusu taşınmazın arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığını, inşaat yapılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davalılar … ve … Ltd. Şti. yönünden husumet sebebiyle diğer davalı … açısından esastan davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine 15. Hukuk Dairesince sözleşme konusu taşınmazın henüz 1/1000’lik imar uygulamasının yapılmadığı dolayısıyla sözleşme anında inşaat yapılacak taşınmazın imarsız olduğunun taraflarca bilinmekte olup, iradeleri dışında ortaya çıkan bu imkansızlığın geçici ve objektif olduğu, imar düzenlemesinden sonra inşaatın yapılması kararlaştırıldığından, bu konu ile ilgili tüm belge ve bilgilerin ilgili belediyesinden getirtilip katlanabilir ve makul bekleme süresinin geçip geçmediğinin saptanması, makul bekleme süresinin geçmediğinin belirlenmesi durumunda arsa sahibinin feshi haksız olacağından yüklenicinin kâr kaybı olacağına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmakla, mahkemece uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; makul bekleme süresinin …/…
geçtiği, davalı arsa sahibinin sözleşmeyi fesihte haklı olduğu bu durumda yüklenicinin ancak sözleşmenin ayakta durduğu sürece hakkaniyet gereği ödetilmesi mümkün yapıldığı iddia edilen masrafla ilgili talepte bulunabileceği ancak buna ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı bu durumda davacının menfi tespit dışındaki taleplerinin yerinde olmadığı, davaya konu bononun teminat amaçlı verilmesi sebebiyle menfi tespit talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.