Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/1126 E. 2018/5407 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1126
KARAR NO : 2018/5407
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davacı ile dava dışı arsa sahibi arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre 5 katlı bina inşa edildiğini, binanın 5. katının çatı piyesli mesken şeklinde yapıldığı, tapuda tek bağımsız bölüm olarak tescil edildiği ancak çatı piyes bölümüne ayrı giriş konulduğu, tapuda dava konusu edilen 5. katın arsa payının 46/152 olduğu, davacının bu binanın 5. katını altındaki normal daire olan kısmına tekabül eden hisseleri 18/152 hisse olarak …’a 28/152 olarak çatı piyes kısmını …’ya sözleşme ile sattığını, ancak davacının tüm hisseleri davalı …’a kredi çekmesi nedeni ile devrettiği kredinin bitmesi durumunda diğer davalı …’ya hisselerin devredileceği koşulunda anlaşmalarına rağmen davalının hisse devri yapmadığını, …’nın ise çatı piyes hisselerini alamayınca Aralık 2010’da taşınmış olduğu çatı piyesinden davacı ile uzlaşarak tahliye olduğunu ileri sürerek çatı piyes katı 28/152 oranında davalı … üzerine kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili bu mümkün olmazsa bedelin tespiti ve tahsili, …’dan da oturduğu dönem için tazminata hükmedilmesi ve …’dan 01.12.2010 tarihinden itibaren yeri kullanması nedeni ile ecrimisil tazminatına hükmedilmesi istemlerinde bulunulmuştur.
Davalı … vekili, dava konusu edilen bağımsız bölüm için ayrı tapu çıkartılacağı vaadi ile müvekkiline satıldığını, ancak davalının bu vaadi yerine getirmediğini, sözleşmeyi sonlandıklarını, satış bedeli 41.000,00 TL ödenmesi yönünden bono verildiğini ve … İcra Müdürlüğünün 2010/16469 Esas sayılı dosyasına icra takibine konu olduğunu, davacının senet bedelini ödemediğini ve rahatsızlık verdiğini, bunun üzerine Ekim 2010’da dairenin tahliye olunduğunu, bononun vadesinin 30/06/2010 olduğunu, bono ödense idi zaten yerin tahliye olacağını, davacının aradaki protokol hükümlerine uymadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’ın vekili, davacının satım esnasında arsa sahibinin vekili sıfatıyla hareket ettiğini, davalı dışında 3. bir şahıs olduğu bilgisinin kendisine verilmediğini, daireye ailesi ile birlikte taşındıklarını, ancak üst kattan sürekli olarak su sızıntısı olduğunu, zarar gördüklerini, çatıdaki projedeki aykırılığın giderilmesi için ve binanın iskan ruhsatının
alınabilmesi için müvekkilinin davacı tarafın muvafakatname gerektiği bildirilmekle bu talebin diğer davalıya muvafakatname verilerek yerine getirildiğini, dubleks olmayan daire satın alındığı tapu payının bölünemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yerin Esenyurt ilçesi 2919 ada, 5 parselde bulunan taşınmazda 3. norma kat 5 no’lu bağımsız bölümün çatı arası piyesi olduğu, söz konusu yerin projeye aykırı olarak inşa edilmiş bulunduğu ve ana kattan ayrı olarak tapu iptali ve tesciline konu olamayacağı, diğer taraftan davalı …’in dava konusu daireyi çatı piyesi hariç satın aldığını kabul ettiği ancak bu husustaki projeye aykırılıkların davacı tarafça yapılacak proje tadilatı ile gerçekleşmesi gerektiği bu nedenle davalının dava konusu edilen yerden yararlandığı da ispatlanmadığından tazminat talebinin de yerinde olmadığı, davalı … yönünden, harici satış sözleşmesinin iptali halinde satış bedeli iade olunmadan taşınmazın tahliyesinin talep olunamayacağı, davacının satış bedelinin ödendiği hususunun ispatlanmadığı ve davalı …’dan tazminat istenemeyeceği, … yönünden ise davaya konu çatı piyesini kullandığına ilişkin her hangi bir delil bulunmadığı ve davalı …’ın davacıyı engellediğine dair bir iddia ve delil olmadığı nedeni ile tazminat talebinin haklı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.11. 2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.