Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/1103 E. 2018/5488 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1103
KARAR NO : 2018/5488
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile eski ortağı … ve dava dışı arsa sahibi Mehmet Bulan arasında 14.12.2011 tarihinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, işe başlayan müvekkilinin 7-8 ay sonra finans temininde zorlandığını bunun üzerine müvekkilinin davalı şirket ile 04.07.2012 tarihli Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi devir sözleşmesi imzaladığını, aynı tarihte de devreden müvekkilinin davalı şirket ile haricen imzaladığı Kar Ortaklığı Sözleşme ile 12 villanın satışından elde edilecek kârın %50’şer oranında taraflara pay edilmesinin kararlaştırıldığını ancak devralan davalı şirketin 12 villanın satışından elde edilen paradan müvekkiline düşen payın davalı tarafça verilmediğini ileri sürerek, %50 kâr ortaklığı sözleşmeden kaynaklanan alacağın tespiti ile dava tarihinden itibarin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 23.11.2012 tarihli ibraname ile davacının sözleşmeden dolayı hiçbir alacağının kalmadığını, davacının %50 kâr bedelini peşinen ve tamamen aldığını ve maddi-manevi hiçbir talepte bulunulumayacağının taahhüt edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafından önce ibranamedeki imza inkar edilmiş ise de savcılık soruşturması sonunda imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, daha sonra davacı tarafından ibraname niteliğindeki ödemeye ilişkin belgedeki 2. paragrafın belgeye sonradan eklendiği iddia edilmiş ise de bu hususun alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile ispatlanmasının mümkün olmadığı dolayısıyla davacının 23.11.2012 tarihli ibraname ile davalı şirketten teslim aldığı paralar ile %50 kâr bedelini peşinen ve tamamen nakden aldığı için hiçbir alacağının kalmadığı, maddi ve manevi hiçbir talepte bulunmayacağının açıkta belirtildiği dolayısıyla davalıdan kar payı istemekte haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.