Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2015/8769 E. 2017/2409 K. 27.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8769
KARAR NO : 2017/2409
KARAR TARİHİ : 27.09.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı … Kooperatifi ile 01.03.2001 tarihinde dava konusu dükkanı harici dükkan satış sözleşmesi ile satın aldığını, fakat kooperatif üyesi olmadığını, çünkü hiçbir kooperatif genel kuruluna çağrılmadığını, borcunu ödeyerek kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, fakat 10 yıldır taşınmazın kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek, dava konusu dükkanın tapusunun iptali ile kendi adına tesciline, talebinin kabul edilmemesi durumunda ise 01.03.2011 tarihi itibarı ile ödediği bedelin, denkleştirici adalet kuralına göre hesaplanarak tarafına ödenmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kooperatifi vekili, görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının kooperatife peşin ödemeli üye olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taşınmazların mülkiyetinin arsa bedellerini ödememeleri nedeni ile satıcı kooperatifte bulunmadığı, diğer davalı … A.Ş. adına taşınmazların tapuya kayıtlı olduğu, yapılan satış işleminin resmi yazılı şekilde yapılmadığı, tapularının da devredilmediği, davacı ile davalı arasındaki yapılan sözleşmenin bu nedenle peşin statüde ortaklık ilişkisi kurulduğunun kabulünün gerektiği belirtilerek, Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesi gereğince de kooperatif ile üyeleri arasındaki ihtilaflarda Ticaret Mahkemesinin görevli olması nedeni ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Karar tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece,
HMK’nın 114/1-c madde hükmü gereğince anılan yasal düzenleme göz önünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK’nın göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında “mahkememizin görevsizliğine” ibarelerine yer verilmesi de hatalı olmuştur.
Ne var ki, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK’nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi kısmen değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenle, kararın gerekçesinin kısmen değiştirilmesine, “HÜKÜM” bölümünün 1. paragrafında yer alan “Mahkememizin görevsizliğine” ibaresinin çıkarılmasına ve yerine “Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2 . maddeleri uyarınca davanın usulden reddine” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.