Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2015/5239 E. 2016/1595 K. 14.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5239
KARAR NO : 2016/1595
KARAR TARİHİ : 14.03.2016

.Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : … Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatifin tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar, 2002 yılına kadar yönetim kurulunda bulunduklarını, .. yılında … .. . . .. yönetim kurulunun değiştiğini, yeni yönetimin tescil ettirilmediği için kooperatifin münfesih duruma düşmesine neden olduklarını, eski yöneticiler olarak kendilerinin borçlanma durumuna düştüklerini, kooperatife ait ve borçları karşılamaya yeter bir arsa bulunduğunu iddia ederek kooperatifin münfesih durumunun kaldırılarak faaliyet gösterebilmesi için süre verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava kooperatifin ihyası davası olarak nitelendirilmiş, henüz kooperatifin ticaret sicil müdürlüğünden kaydının silinmemiş olduğu, davacıların öncelikle durumu ticaret sicil müdürlüğüne bildirerek kaydın silinmesinin sağlanmasını isteyebilecekleri, ticaret sicil müdürlüğünün bu kapsamda kendiliğinden TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca gerekli incelemeyi yapıp silinmeyi tescil etmesi, sonrasında davacıların da kooperatifin ihyası için dava açabileceği, davacıların hukuki menfaatlerinin olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar temyiz etmiştir.
.. sayılı Yasa’nın …… bendinde kooperatifin 3 yıl olağan genel kurul toplantısı yapmaması halinde dağılacağı öngörülmüştür. Mevcut …de aynı durumda olup yasa gereği dağılmış sayılır. Ne var ki, dağılan kooperatifin tasfiyesi gerekmektedir. Nitekim davacılar dava dilekçesinde kooperatifin arsası olduğunu bildirmişlerdir. … sözleşmesi … maddesi uyarınca genel kurulca tasfiye kurulu için bir seçim veya görevlendirme bulunmadığı takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulunun yürüteceği öngörülmüş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise tasfiye kurulunun birinci fıkraya göre oluşturulması imkanı bulunmaması durumunda, ortaklardan birinin başvurusu üzerine mahkemece tasfiye memurlarının atanabileceği belirtilmiştir.
Maddi olguları izah etmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi tespit etmek ise mahkemeye aittir. Dava dilekçesinde kooperatifin sonuç olarak tasfiye edilmesi talep edilmektedir. Hal böyle iken, mahkemenin davanın kooperatifin ihyası istemine ilişkin olduğuna dair tespiti yerinde değildir.
Mahkemece yapılması gereken iş, işin esasına girilerek kooperatifin tasfiyesine ve bu tasfiyeyi sağlamak içinde tasfiye memurlarının tayinine karar verilmesinden ibarettir.
Değinilen hususlar dikkate alınmaksızın hatalı nitelendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, … temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, … tarihinde oybirliğiyle karar verildi.