Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2015/5230 E. 2015/7105 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5230
KARAR NO : 2015/7105
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ: Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2014/113-2014/415

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Şikayetçi vekili, Konya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/13048 E. sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, rehin alacaklısının gösterilmediğini, satış bedelinin şikayet olunan bankalara ödenmesine karar verildiğini, oysaki bankaların hacizlerinin satış tarihi itibariyle düşmüş olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasında taşınmaz üzerine 06.03.2009 tarihinde haciz konulduğunu ve 04.03.2011 tarihinde avansı yatırılarak satış talebinde bulunulduğunu, fakat ipotek alacaklısı dava dışı T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’nin satış bedeline muvafakat etmemesi nedeniyle satışın gerçekleştirilemediğini, daha sonra, bu kez ipotek alacaklısının talebi ile satışın gerçekleştirildiğini, bunun üzerine müvekkilince, taşınmaz üzerindeki haciz ve satış hakkı saklı kalmak kaydıyla önceden yatırılan satış avansının geri alındığını, bu itibarla, düzenlenen sıra cetvelinde öncelikle ilk haczi ayakta olan müvekkiline ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek, rehin dosyasına ilişkin bilgileri ihtiva etmeyen ve bu sebeple rehin takibine ilişkin sıraya ve alacağa itiraz hakkını kısıtlayan sıra cetveline rehin bilgisinin yazılması ve sıra cetvelinde 1, 2 ve 3. sıradaki şikayet olunanlara ait sıraların iptali ile ilk sıraya müvekkiline ait dosyanın yerleştirilmesini talep etmiştir.
Şikayet olunan Akbank T.A.Ş. vekili ve T.. A.. vekili, sıra cetvelinde rehin alacaklısına yer verilmesinin gerekmediğini, şikayetçi tarafından satış avansının dosyadan geri alınması sonucu haczin hükümsüz kaldığını savunarak, şikayetin reddini istemişlerdir.
Şikayet olunan Denizbank A.Ş, şikayete cevap vermemiştir.
Mahkemece, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde şikayetçinin alacaklı olduğu Konya 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1294 Esas sayılı dosyasındaki haczin düşmediği, bu sebeple sıra cetvelinin Konya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/13048 Esas sayılı dosyasında değil, şikayetçinin alacaklı olduğu Konya 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1294 Esas sayılı dosyasından yapılması gerektiği gerekçesiyle şikayetinin kabulü ile şikayete konu sıra cetvelinin iptaline dair verilen karar, şikayet olunan Akbank T.A.Ş. ve T.. A.. vekillerinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 27.03.2013 tarih ve 1319 E., 1939 K. sayılı ilamıyla, şikayetçinin alacaklı olduğu dosyada süresinde satış talep edilip avans yatırılmış ise de, yatırılan satış avansı geri alındığından satış talebine bağlı olarak satış avansının yatırıldığından söz edilemeyeceği ve satış talebinin yapılmamış sayılacağı, bu durumda, şikayetçi tarafından 04.03.2011 tarihinde istenen satışla ilgili süresi içinde yeniden avans yatırılmadığından, avansın yatırılmamış olması sebebiyle haczin düştüğü, şikayetçinin geçerli bir haczinin bulunmadığı, diğer bir anlatımla şikayette hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin avansın iadesini isterken kullandığı “satış talebinden feragat anlamına gelmemek kaydıyla” şerhinin sonuca etkisi bulunmayacağı gözardı edilerek, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, bozma ilamında açıklanan gerekçelerle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, İcra Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, HMK’nın 114/1-h madde hükmü uyarınca şikayetçinin dava konusu sıra cetveline şikayette hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esastan reddi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın, hüküm fıkrasının 1. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendi hükümden çıkarılarak, yerine “1- Hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca şikayetin usulden reddine,” bendinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.