Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2015/465 E. 2015/7540 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/465
KARAR NO : 2015/7540
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2014/1139-2014/434

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacının duruşmalı, davalı kooperatif vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil R.. T.. ile davalılardan asil E.. A.. ve vekili avukat G.. D.. ile davalı kooperatif vekili avukat M.. B.. gelmiş olup, duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı, davalılardan kooperatifin ortağı iken parasal edimlerini yerine getirmediğinden bahisle ihraç edildiğini, açtığı dava sonunda ihraç kararının iptal edildiğini, ihracı kesinleşmeden diğer davalı Elif’in davacıya tahsis edilen konuta ilişkin ortak olarak kooperatife kabul edildiğini, müvekkilinin en başta taahhütte bulunduğu 120.000,00 TL’yi ödediğini, borcunun bulunmadığını ileri sürerek, kira ve diğer tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile en başta davacıya tahsis edilen K Blok … kat .. nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan kooperatif vekili, davacının tüm edimlerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalı Elif vekili ise, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının ilk taahhüdünden davalı kooperatife ödenmemiş 4.000,00 TL borcunun bulunduğu, davalı Elif’in iyiniyetli sayılıp sayılmamasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ile davalılardan kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1)Davacının temyiz istemi bakımından;
Dava, davalı kooperatifin ortağı olan davacıya tahsis edilen bağımsız bölümün diğer davalı adına tescil edilmesi sonrasında, öncelikli hak sahibinin davacı olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının 120 M2’lik daire için ortak olduğu, 120 M2 daire verilecekmiş gibi 120.000,00 TL ödeme taahhüdünde bulunduğu, daha sonra imar ve proje uygulamaları sonucunda dairelerin 145 M2 imal edildiği, parasal edimlerini yerine getirmediğinden bahisle ihraç edilen davacının açtığı dava sonunda ihraç kararının iptal edildiği, davacı ihracı kesinleşmeden davaya konu dairenin diğer davalı ve kooperatifin
ortağı olan E.. A.. adına tescil edildiği, bu saptamalara göre, edimlerinin tamamını yerine getirmesi halinde davacının öncelikli hak sahibi olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı hakkında verilen ihraç kararının iptaline ilişkin davada düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının en başta taahhüt ettiği 120.000,00 TL’yi ödediği, yalnız zamanında ödeme yapılmaması hali var ise gecikme faizinin hesaplanmadığı belirtildiği gibi, dosya içerisindeki 12.04.2010, 07.05.2010 ve 06.10.2010 tarihli dekontlardan, davacının yerel mahkemenin red kararına gerekçe olan ve en başta davacının taahhüt ettiği 120.000,00 TL’nin bakiyesi olan 4.000,00 TL’yi yerel mahkemenin yazılı gerekçesinin aksine ödediği sabittir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek aidata ilişkin olarak karar alma yetkisi kooperatif genel kuruluna ait olup, yönetim kurulu veyahut rayice göre bir aidat belirlemesi yapılamaz.
Öte yandan, 21.01.2012 ve 16.03.2013 tarihli genel kurul toplantılarında M2 bazında bazı kararların alındığı sabit ise de, 05.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda, tahsis edilen dairenin 120 M2’den 145 M2’ye çıkartılması nedeniyle taahhüdün güncellenmesi suretiyle makul çözüm olarak 25.000,00 TL daha ödenmesi gerektiği, anılan genel kurul kararlarına göre davacının 49.445,00 TL daha borcu bulunduğu belirtilmiş ise de, 15.08.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda, taahhüt bedellerinin hangi esaslara göre belirlendiğinin tespit edilemediği, uygulamadan anlaşılanın kooperatif yönetiminin piyasa koşullarına göre taahhüt miktarı belirlediği, bu durumun kooperatifçilikte pek yeri olmasa da davalı kooperatifte uygulamanın böyle olduğu belirtilmiştir.
Bu saptamalardan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi anlamında ortaklara eşit uygulama yapılıp yapılmadığı net olarak anlaşılamamıştır.
Bu durumda, mahkemece, genel kurul kararları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun anılan maddeleri, davacı isteminin tapu iptali ve tescili olduğu nazara alınarak; bu istemin kabulü için tüm edimlerin yerine getirilmesi gerektiği, davacının en başta taahhüt ettiği 120.000,00 TL’yi ödediği, bakiye gecikme cezası ve aidat borcunun bulunup bulunmadığının genel kurul kararları doğrultusunda incelenerek gerektiğinde bilirkişi raporu alınmak suretiyle saptanarak, davacının öncelikli hak sahibi olduğu da gözden kaçırılmayarak yapılacak inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, davacının en başta taahhüt ettiği 120.000,00 TL’nin 4.000,00 TL’sini ödemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, davalılardan kooperatif vekilinin temyiz itirazları şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılardan kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.