Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2015/4602 E. 2015/7122 K. 06.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4602
KARAR NO : 2015/7122
KARAR TARİHİ : 06.11.2015

MAHKEMESİ : Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2010/186-2013/473

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar M.. T.., V.. Ş.. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde bir kısım davalılar vekili avukat N…..Ç… gelmiş, başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalı arsa sahipleri ile davalı şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin davacı kooperatife devredildiğini, davacının inşaatı tamamlayarak teslim ettiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince davacıya isabet eden 42 adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporlarına göre hesaplanan gecikme tazminatı ve eksik işler bedelinin depo edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar V.. Ş.. ve M.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılar V.. Ş.. ve M.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Taraflar arasında mevcut 08.08.1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi geçerli ve halen ayakta olup, akdi ilişki henüz ifa ile sonuçlanmış değildir.
Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18.06.2009 gün, 2008/5150 esas ve 2009/3689 karar sayılı bozma ilamında, davalı arsa sahiplerinin mahsup niteliğindeki itirazları üzerinde durularak, eksik ve kusurlu işler bedeli ile gecikme tazminatına ilişkin alacaklarının davacı yana depo ettirilip birlikte ifa suretiyle, edilmediği takdirde ise tespit edilecek bu kalemlere ilişkin alacak tutarını karşılayacak adette bağımsız bölümün tescil talebinin reddi, diğer dava konusu bölümlerin tesciline karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, Aydın 1. İdare Mahkemesi’nin 2006/2405 esas ve 2008/735 karar sayılı ilamı ile iptal edilen imar plan tadilatı kapsamında beher bağımsız bölüm için yapılan 3 metrekarelik inşaatın onaylı projesine aykırı hale geldiği ve belediyenin uyarısına rağmen projeye aykırı imalatın düzeltilmediği saptanmıştır. Bunun yanında, Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/512 esas sayılı dosyasında davacı kooperatif tarafından davalılardan Artaş..Ltd.Şti. aleyhine projeye aykırı imalatın düzeltilme bedelinin tahsili yönünde dava açıldığı ve kısmen kabul ile sonuçlandığı görülmüştür. Ne var ki, mahkemece izah edilen bu hususlar üzerinde durulmamış, davacı yükleniciye projeye aykırı hale gelen imalatın düzeltilmesi hususunda süre ve gerektiğinde yetki verilmemiş, eksik inceleme ile karar verilmiştir.
Bununla birlikte, depo edilen bedel kapsamında belirlenen gecikme tazminatı hesaplanırken, gecikilen sürenin tespitinde sürenin başlangıcı yönünden temel üstü ruhsatının alındığı 16.08.2000 tarihi esas alınmıştır. Sözleşmede, işin süresinin temel üstü ruhsatının alınmasından itibaren başlayacağı öngörülmüş ise de, bundan, ruhsatın yüklenici tarafından istendiği zaman alınabileceği anlamı çıkarılamaz. Bu itibarla, sözleşmenin düzenlendiği 08.08.1994 tarihinden itibaren temel üstü ruhsatının alınabileceği makul sürenin bilirkişilere tespit ettirilerek, bu tarihten itibaren teslimi gereken tarihin belirlenmesi suretiyle sonuca ulaşılması gerekirken belirtilen bu hususlar gözardı edilerek hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
Yine, gecikme tazminatı talebi hakkında inceleme yapılırken, ihtarla yapılan fesih bildirim tarihine kadar hesap yapılmış ise de, yukarıda değinildiği gibi, sözleşme halen ayakta olup, arsa sahiplerinin ihtarı nedeniyle işin durup durmadığı konusunda araştırma yapılmaksızın, soyut olarak fesih tarihine kadar hesap yapılması da hatalı bulunmuştur. Yapılacak inceleme sonucunda feshin işin durmasına bir etkisinin bulunmadığının anlaşılması durumunda ve halen dahi teslimin gerçekleştirilmediği dikkate alındığında bağımsız bölümlerin satış tarihleri de gözden kaçırılmaksızın hüküm kurulmalıdır.
Değinilen hususlar nazara alınmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar V.. Ş.. ve M.. T.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, 1100,00TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılar V.. Ş.. ve M.. T..’e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.