Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2015/1613 E. 2017/830 K. 15.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1613
KARAR NO : 2017/830
KARAR TARİHİ : 15.03.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan müvekkilinin ihracına dair kararının, kiracısına tebliğ edildiğini, kat komşusunun “yazlığa gittiler” beyanı üzerine ihtarnamenin mahalle muhtarına bırakıldığını, 3 aylık dava açma süresi geçtiği için ihraç kararının usulen kesinleşmiş olduğunu, eski hale getirme şartlarının bulunduğunu, emekli memur olan müvekkilinin, genellikle …’ta memur olan oğlunun yanında kaldığını, bu nedenle muhtara bırakılan tebligattan haberdar olmadığını, kapıda da tebligatla ilgili herhangi bir emare kalmadığından, müvekkilinin, ortaklıktan çıkarıldığını kiracısından öğrendiğini, müvekkilinin eşi …’nin, kooperatifin fenni sorumluluğunu ve kontrol mühendisliğini yaptığını, ayrıca tadilat projesinin yapımını üstlendiğini, bu hizmetler karşılığında kendisine ödenmesi gereken paranın önemli bir kısmının, müvekkilinin aidat ödemesi olarak kooperatife aktarılması gerektiği halde mahsup yapılmadığını, çıkarma kararının 10 gün içinde notere tevdi edilmemesinin de usulsüz olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, eski hale getirme şartlarının bulunmadığını, işlemin eksik ya da yanlış yapılmış olmasının, eski hale getirme nedeni olamayacağını, davacının eşinin alacağının aidatlara mahsubu için şartların oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairemizce davanın süresinde olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bu kez mahkemece bozma ilamına uyularak; davacının kooperatife karşı olan parasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini kesin ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Kooperatif genel kurulunda, belirlenen faiz sözleşme faizi niteliğinde olduğundan gecikme faizi hesabı yapılırken 6101 sayılı Yasa’nın 7. maddesi yollaması ile somut olayda da uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesindeki sınırı aşmaması gerekir. Ayrıca davalının ödemeleri o tarihteki borçtan düşülürken de TBK’nın 100. (BK.84. m.) maddesi uyarınca öncelikle kooperatifin gecikme faizi alacağına mahsup edilmelidir. Açıklanan ilkeler doğrultusunda kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak gönderilen ihtarnamelerde takip edilen alacağın gerçek miktarı gösterip göstermediği belirlenip sonucuna göre hükme varılması gerekirken, faiz konusunda bu ilkeye uyulmadan hazırlanan rapora dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.