Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/998 E. 2014/5634 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/998
KARAR NO : 2014/5634
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2013
NUMARASI : 2013/174-2013/232

Taraflar arasındaki üyelik hakkının iadesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, davalı kooperatifin kurucularından olduğunu, aidat borcunu 30 gün içerisinde ödemesi için ihtarname gönderildiğini, süresi içerisinde banka yoluyla ödediğini, ancak ödemenin kabul edilmediğini, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından işini bıraktığı gerekçesiyle üyelikten çıkarıldığını öğrendiğini, zaman zaman üyeliği hakkında yaptığı müracaatlardan netice alamadığını, aidatların kendisine iade edildiğini, süreç içerisinde kendisinin işi bırakmasına rağmen üyeliğin bütün gerekliliklerini yerine getirdiğini ileri sürerek, kooperatif üyeliğinin iadesine karar verilmesini istemiş, dava devam ederken davacı vefat etmiş ve mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
Davalı vekili, davacının 29.09.1996 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacının 1990 yılından beri ödeme yapmaması ve mesleği bırakması nedeni ile üyelikten çıkarıldığını, çıkarma kararının davacı tarafından bilinmesine rağmen beş yıl sonra dava açılması nedeni ile üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini ve davacının ölümü ile mirasçılarının kooperatife üyelik için dava haklarının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın üç aylık hak düşürücü sürede açılmaması nedeniyle reddine dair kararın davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2002 tarih ve 2002/7881 Karar sayılı ilamı ile eksik incelemeden dolayı bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline dair verilen kararın, davalı vekilince temyiz üzerine, Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2009 tarih ve 2009/1506 Karar sayılı ilamı ile ihraç kararının notere tevdiine rağmen davacıya tebliğ edilip edilmediğinin belirli olmadığı, davalı vekilinin ise, davacıların murisinin ihraç kararından sonra 1999 yılında çeşitli resmi kurumlara başvurduğunu, bu yerlerden kendisine ihraç edildiğinin bildirildiğini savunduğu, bu belgelerin ilgili yerlerden araştırılarak var ise bu kadar süre beklendikten sonra dava açmasının TMK’nın 2. maddesi kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği
belirtilerek ikinci kez bozulmuştur. İkinci bozma ilamında belirtilen araştırmaların yapılmasının sonuca etkili olmadığı ve dava tarihi itibari ile hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 01.11.2011 tarih 2011/2320 Esas 2011/1476 Karar sayılı ilamıyla üçüncü kez bozulmuştur. Son olarak verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada ise, davacılar murisinin hakkında verilen ihraç kararı ile ilgili olarak 1999 yılında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile İçel Valiliği nezdinde girişimlerde bulunduğu, ilgili kuruluşlardan gelen cevabi yazılarda davacıların murisine her hangi bir cevap verilmediği, ancak başvuru dilekçesi ve eklerinden ihracından haberdar olduğunun anlaşıldığı, başvuru ve dava tarihi dikkate alındığında murisinin ihraç kararından uzunca bir süre geçtikten sonra iş bu davayı açmasının TMK’nın 2. maddesindeki düzenlemeye aykırılık teşkil ettiği, muris M..A.. 10.08.1994 tarihinde oto elektrik işini bırakarak 29.08.1994 tarihinde kuyumculuğa başladığı da dikkate alındığında, üyelik koşullarını kaybettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.