Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/9485 E. 2016/2641 K. 25.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9485
KARAR NO : 2016/2641
KARAR TARİHİ : 25.04.2016

Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin Antalya’nın ilçesinde işletme adı ile otelcilik yaptığını, davalı şirketin ise işletme adı ile turizm acenteliği yaptığını, davalının yurt içinden ve yurt dışından bağlantı yaptığı müşterilerin konaklama ve tatillerini sağlamak için, anlaşma halinde olduğu otellerde rezervasyon yaparak konaklamalarını sağladığını, konaklama ücretinin de davalı acente tarafından tahsil edildiğini, taraflar arasında 29.03.2008 tarihli Garantili Oda Kontejyan Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme gereğince davalı tarafından temin edilen müşterilerin davacıya ait otelde konakladığını ve bedellerinin de davalı tarafından davacı şirkete ödendiğini, müvekkilinin, davalı şirketten, çalıştıkları dönemler itibariyle (Kadıköy 5. İcra Müdürlüğü’nün E. 2009/4603 sayılı) icra takip dosyasına konu edilen 43.351,50 TL alacaklı olduğunu, tahsili amacıyla davalıya 19.09.2008 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ancak ödenmediğini, Kadıköy 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/4603 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını davalının haksız itiraz üzerine takibin durduğunu, ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin, ülkenin en büyük 5 tur operatöründen birisi olduğunu, tatil sezonu öncesinde otel işletmecileri ile Garantili Oda Kontenjan Sözleşmeleri imzalayarak senelik odalar aldıklarını, yapılan sözleşmeyle, müvekkili şirketin sezon boyunca davacıya ait otelde, müşterileri için belirli sayıda oda kullandırma, davacının ise; garantili kontenjan olarak ayırdığı odaları müvekkili şirkete kullandırmak ve misafirlerini sözleşme şartlarına uygun şekilde ağırlamak konularında anlaşıldığını, ancak davacı tarafın bu sözleşmeye riayet etmeyerek müvekkiline taahhüt ettiği garantili oda kontenjanını kullandırmadığını, müşterilerin aynı veya daha üst seviyedeki otelde konaklatacağının taahhüt edildiğini, ancak müşterilerin kabul edilmediğini ve bu müşterilerin konaklaması için başka otel de temin etmediğini, bu müşterilerin müvekkili davalı tarafından müşterinin kabul ettiği başka otellerde konaklatıldığını, bu işlemler için davacı tarafa keşide edilen davalı faturasının, davacı tarafından kabul edilmediğini ve alacaklı olduğunu iddia ettiğini savunarak, davanın reddi ile davacının %40’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı istemiştir.
…/…

S.2

Birleşen davada davacı vekili; 41.768,08 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini ileri sürerek, öncelikle İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/49 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; davacı şirketin dayanağını oluşturduğu olguların 2008 yılına ait olduğunu ve dolayısıyla davanın zamanaşımına uğradığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde müşterilerin başka otellerde konaklatılmak zorunda kalındığını, bu konaklamalara ilişkin 5 adet fatura düzenlendiğini, müvekkili şirkete gönderildiğini, belirttiğini ve davacının talep sonucunu dayandırdığı noktanın bu faturalar olduğunu ancak bu faturaların hukuken yerindeliğinin ispatlanamadığını, davacının talep sonucunu dayandırdığı 5 adet iade faturasına konu olayların davacı tarafın borcunu ödemekte temerrüde düşmüş olmasından sonra gerçekleştiğini, davacı tarafın kendi temerrüdüne rağmen müvekkili şirketten hizmet almaya devam etmek istediğini, alamadığı hizmetin karşılığında müvekkili şirkete kesmiş olduğu iade faturalar ve buna istinaden talep edilen alacağın kabul edilemeyeceğinden bahisle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada davacının tarafların ticari defterlerindeki cari hesap bakiyelerine göre asıl davalıdan 37.221,60 TL alacağının bulunduğu, birleşen davada; birleşen davacının birleşen davalı adına düzenlediği ve sözleşme uyarınca birleşen davalının yüklendiği edim gereği konaklamasını sağlaması gerekirken müşterilerin konaklamalarının sağlanmaması nedeniyle birleşen davacının başka otellerde bu konaklamaları sağlamasından kaynaklanan 42.888,08 TL alacaktan katalog bedeli olarak uzman bilirkişi tarafından tespit edilen 1.120,00 TL’nin sözleşme uyarınca mahsubu sonucu birleşen davacının 41.768,08 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/ 4603 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 37.221,60 TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin 37.221,60 TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faizde yürütülmek suretiyle devamına, alacağın % 40′ ı oranında 14.888,64 TL icra inkâr tazminatının asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan tahsili ile, asıl davada davacı-birleşen davada davalıya ödenmesine, birleşen dava dosyasında; davanın kabulü ile 41.768,08 TL alacağın birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte birleşen davada davalı – asıl davada davacıdan tahsili ile birleşen davacı- asıl davalıya ödenmesine, karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-birleşen dava davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Birleşen davada davacı . Şti. tarafından, Şti. otelinde kalması gereken müşterilerin başka otellerde konaklatılması nedeniyle ödenen bedelin tahsili istenmiştir.
Mahkemece, 31.07.2013 tarihli bilirkişi raporuna dayalı olarak davacının temin ettiği müşterilerin başka otelde konaklama masrafları tespit edilerek hüküm altına alınmıştır.
Ne var ki, taraflar arasındaki 29.03.2008 tarihli asıl ve 23.06.2008 tarihli ek sözleşmeler kapsamına göre, Şti. tarafından temin edilen müşterilerin Şti. otelinde konaklaması sebebiyle kendisine bir ücret ödeyeceği anlaşılmaktadır.
…/…

S.3

Bu durumda Şti.’nin, müşterilerin başka otellerde kalması nedeniyle, üçüncü kişilere ödemek zorunda kaldığı bedelin tespit edilerek, bu miktarların tahsiline karar verilmesi gerekirken, müşterilerinin üçüncü kişilere ait otellerde kalması nedeniyle hesaplanan bedelin tümünün tahsiline karar verilmesi dosya kapsamına aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı- birleşen dava davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacı-birleşen dava davalı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.