Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/9148 E. 2015/7071 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9148
KARAR NO : 2015/7071
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2011/296-2013/239

Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 20.06.2014 gün ve 2014/528 esas, 2014/4762 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili ile davalılardan İ.. T.. ve A.. L.. vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.

– KARAR –
Davacı vekili, taraflar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 49/g maddesi gereğince davalı arsa sahiplerinin kendilerine isabet eden bağımsız bölümleri, davacı yüklenicinin kurduğu satış organizasyonu aracılığıyla veya onayı alınarak üçüncü kişilere satacağı, yüklenicinin satıştan bedel talep etmeyeceği, arsa sahiplerinin de fiyat istikrarının bozulmaması için yükleniciye ait bağımsız bölümlerin %20’sinin kendilerine ait bağımsız bölümlerden önce satılmasını kabul ettikleri, aksi halde satılan bağımsız bölüm başına 100.000,00 USD cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, arsa sahiplerinin %20’lik kısmın satışını dahi beklemeden ve satış organizasyonu dışında, belirlenen birim bedelden düşük bedellerle bağımsız bölümlerin satışını yaparak yükleniciyi büyük zarara uğrattıklarını ileri sürerek; cezai şartın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah ile dava değerini artırmıştır.
Davalılar vekilleri, D blok inşaatı ve binaların ortak kullanım alanları henüz tamamlanmadığından yüklenicinin mütemerrit olduğunu, iskân izni alınmasının eksiksiz ifa anlamına gelmediğini, eksiklerin davacı tarafça da kabul edilerek ek protokoller yapıldığını, Üsküdar 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/215 esas sayılı dosyasında davacı tarafından ipoteğin terkin edilmediğinden bahisle cezai şart istendiğini, eksikler nedeniyle ipoteğin tamamının kaldırılamayacağını, yüklenicinin kendi dairelerinin %20’sini sattıktan sonra dahi arsa sahiplerinin dairelerini satmadığını, yüklenicinin kat irtifakından önce yazılı sözleşmelerle satış yapmasına rağmen devir yapmadığını, tüm edimlerini yerine getirmeyenlere 2009 yılına varan süreçte devirler yaptığını, davacının %20 satış yapılmadan davalıların satış yaptığı iddiasının yüklenici tarafından tapuda kat irtifakı kurulmadan satılanların tapu devirlerinin daha geç yapılmasından kaynaklandığını, davalıların makul süre beklediklerini, davanın hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, davalı arsa sahiplerinin, davacıya ait satış organizasyonundan onay almadan bağımsız bölüm sattıkları gerekçesiyle, bilirkişi raporlarında hesaplanan cezai şarttan % 35 indirim yaparak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı ve davalılardan C.. U.. dışındaki davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 20.06.2014 gün ve 2014/528 esas 2014/4762 karar sayılı ilamı ile, yanlar arasındaki sözleşmenin tam iki tarafa borç yükleyen nitelikte bir sözleşme olduğu, davacı yüklenicinin ifayı yerine getirmemesi halinde, akîdinden cezai şart istemesinin mümkün olmadığı, dosya kapsamına göre yüklenici tarafından alınan yapı kullanma izin belgesinin iptali için İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde 2013/701 esas sayılı davanın açıldığı, yine, İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/215 esas sayılı dava dosyası ile, yüklenici şirket tarafından arsa sahiplerinden tazminat talep edildiği, arsa sahiplerinin de açtıkları karşı dava ile, eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli ile, lehlerine oluştuğunu ileri sürdükleri cezai şartın tahsilini istedikleri görülmüş, bunun yanında, İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/196 esas sayılı dosyasında, arsa sahiplerince, yüklenici şirket aleyhine sözleşmenin feshi davası açıldığı anlaşılmakta olup, keza, sözleşmeye konu inşaat hakkında, Üsküdar Belediye Başkanlığı’nın 27.03.2014 günlü encümen kararlarıyla, imar mevzuatı ve projesine aykırılığı saptanan kısımların yıkılmasına karar verildiğinden, dava konusu cezai şartın istenebilmesi için gerekli yasal koşulların oluşup oluşmadığının saptanabilmesi açısından, belirtilen dava dosyalarının ve Belediye görevlileri hakkında başlatılan soruşturma dosyasının getirtilip, bir değerlendirme yapılarak, gerekirse tüm bu dava ve soruşturmaların sonuçları da beklenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği, kabule göre de temerrüt kanıtlanamadığından dava dilekçesinde talep edilen miktar yönünden dava tarihinden, ıslahla artırılan kısım yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, hüküm altına alınan tüm alacağa dava tarihinden faiz yürütülmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez, davacı vekili ile davalılardan İ.. T.. ve A.. L.. vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalılardan İ.. T.. ve A.. L.. vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20’er TL harç ve takdiren 248,00’er TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.