Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/9147 E. 2015/7081 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9147
KARAR NO : 2015/7081
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2013/717-2014/395

Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
1-Gerekçeli karar başlığında gösterilmeyen ancak, dosyaya müdahillik talebiyle dilekçe sunduğu anlaşılan T. Garanti Bankası A.Ş. vekiline, gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesi tebliğ edilmiş ise, tebliğ belgelerinin dosyaya konulması, temin edilemez ise tebliğ tarihinin posta idaresinden sorularak tespiti, tebliğ edilmemişse 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, hükmü temyiz etmesi halinde temyiz dilekçesinin dosya içerisine konulması,
2-7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin 26. maddesi “Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır.” hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde daimi memur veya müstahdemlerden birine, işyeri ev ise memur ya da müstahdemlerden birine, bunlar da yok ise aynı konutta oturan kişilere ya da hizmetçilerden birine tebligatın yapılması gerekir.
Tebligat Kanunu’nun 20. maddesinde ise, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için “13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılışsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır.” hükmüne; Yönetmeliği’nin 29. maddesinde, ” 21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, Tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesi, dosyaya müdahale dilekçesi sunan müdahiller; K.. Tavukçuluk ve Damızlık İşletmeleri A.Ş,, H.. İ.., B..Gıda San. A.Ş., D.. A.., B.. Ş.., M..Gıda ve Süt Ürünleri Paz. ve San.ve Tic. Ltd. Şti., B.. A.., D.. A.., Ş.. A.. vekillerine tebliğe çıkarılmış ve daimi çalışanlarına tebligat yapılmış ise de, tebliğ belgelerinde muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu’nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliği’nin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da Tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligatlar, Tebligat Kanunu’nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 26 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir.
Bu durumda, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin adı geçen müdahillerin vekillerine usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, temyiz süresinin beklenmesi ve hükmü temyiz eden olması halinde, temyiz dilekçesinin dosyaya eklenmesi,
3-Gerekçeli karar, müdahil C.. Et ve Mamulleri San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. S.. K..’a tebliğe çıkarılmış ve daimi çalışanına tebligat yapılmış ise de, tebliğ belgesinde muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu’nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliği’nin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligat, Tebligat Kanunu’nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 26 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi ise müdahil C.. Et ve Mamulleri San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. O.. E..’ın vekillikten ayrıldığı gerekçesiyle iade edilmiştir.
Bu durumda, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin adı geçen müdahil vekili Av. S.. K..’a usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, temyiz süresinin beklenmesi ve hükmü temyiz etmesi halinde, temyiz dilekçesinin dosyaya eklenmesi,
4-Dosyada, müdahil M.. A.. adına gerekçeli kararı kalemde elden tebliğ alan Av. E.. A..’ya verilmiş bir vekaletnameye rastlanamamıştır.
Müdahil M.. A.. tarafından adı geçen avukata verilmiş vekâletname ya da müdahil vekili Av. R.. M.. tarafından verilmiş yetki belgesi varsa dosyaya sunulmasının temini, bunun mümkün olmaması halinde müdahil adına dosyada vekaleti bulunan Resul Maraşlıoğlu’na gerekçeli kararın tebliği ile işlemeye başlayan temyiz süresinin beklenmesi, temyiz dilekçesi sunulması halinde dosyaya eklenmesi,
5-Müdahil A.. Grup Tekstil Ö..İnş. Gıda Kır. Mef. Elek. İml. İth. İhr. San ve .Tic. Ltd. Şti. adına gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edildiği Av. D.. U..’ın vekaletnamesine dosya arasında rastlanamamıştır. Adı geçen avukata müdahil tarafından verilmiş vekaletname var ise, dosyaya sunulmasının sağlanması, aksi halde gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin müdahil asıla tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi, kararı temyiz etmesi halinde temyiz dilekçesinin eklenmesi,
6-Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Temyiz defterine kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.05.1985 gün ve 1984/5 Esas,1985/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK`nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır. Öte yandan, temyiz dilekçesinin hakim tarafından havale edilmesiyle birlikte ilgilisince mahkeme kalemine tevdi edilmesi, kalemce de anılan dilekçenin kaydı gerekir. Hakimce havale edilen dilekçenin kaleme geç tevdii halinde bu husus, mahkeme kalemince tutanağa bağlanmalı ve dilekçenin yeniden havalesi istenmelidir. Şayet dilekçe havale edilip, mahkeme kalemince, dilekçenin kaleme geç tevdi edildiği belgelendirilmemişse, dilekçenin hakim havalesinden sonra dosyaya alındığı, ancak takip eden işlemlerin mahkeme kalemince yerine getirilmediği kabul edilir. Nitekim, aynı hususlar Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 25.01.1985 gün ve E. 1984/5, K. 1985/1; Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 gün ve E., 2011/12-843, K. 2011/785 sayılı ilamlarında da vurgulanmıştır.
Müdahil Y.. Ş.. yetkilisi İ..Ç.. tarafından verilen 12.06.2014 tarihli dilekçede iflas kararına itiraz edilmiş ise de anılan dilekçede hakim havalesine rastlanmadığı gibi, bu dilekçenin süresinde temyiz kaydının yapıldığına ve temyiz harcının yatırıldığına dair bir bilgi ya da belgeye rastlanmadığından, adı geçen müdahil şirket yetkilisinin kararı temyiz edip etmediği ve temyizin süresinde olup olmadığı hususunda tereddüte düşülmüştür. Adı geçen müdahil şirketten kararı temyiz edip etmediği sorulup, yazılı cevabının dosyaya eklenmesi, temyiz etmediğini bildirmesi halinde işlem yapılmadan dosyanın iade edilmesi, hükmü temyiz ettiğini bildirmesi halinde adı geçen müdahil şirket yetkilisinin vermiş olduğu dilekçenin 03.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 18 ve 48. maddeleri hükümleri uyarınca süresinde temyiz kaydının yapılıp yapılmadığı ve temyiz harcının yatırılıp yatırılmadığı araştırılarak, süresinde temyiz kaydı yapılmamışsa buna ilişkin belgenin ya da tutanağın eklenmesi; dilekçenin süresinde kaydı yapılmış ve temyiz başvuru ve temyiz karar harcı yatırılmışsa, makbuzunun eklenmesi; yatırılmamış ise anılan harçların yatırılması için HUMK’nın 434/3. maddesi uyarınca adı geçen müdahil şirkete muhtıra çıkarılması, sonucuna göre dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi ya da aynı madde hükmü uyarınca mahkemece bir karar verilmesi,
7-01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 179/a maddesinin 1. ve 2. fıkraları, “Mahkeme, iflâsın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarının onaylanması için derhal bir kayyım atar; ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır. Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir. Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece, 09.10.2013 tarihli tensip tutanağının 5-ç no’lu bendi ile kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflas erteleme talebi ile ilgili ilânların yapılmasına ve bu hususların ticaret siciline tesciline karar verildiği halde, sadece kayyım atanmasına ilişkin kararın ve kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırlarının Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanı yer almakta olup İİK’nın 166. maddesinin ikinci fıkrasındaki diğer gazetelerde ilan edildiğine ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Kayyım atanmasına ilişkin kararın ve kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırlarının Ticaret Sicil Gazetesi dışında diğer gazetelerde ve iflas erteleme talebinin İİK’nın 166. maddesinde belirtilen gazetelerde ilanı yapılmış ve bu hususlar ticaret siciline tescil edilmiş ise ilana ilişkin gazete nüshalarının ve tescile ilişkin evrakın dosya içerisine konulması, aksi takdirde eksik ilan ve tescil işlemi yaptırılarak, buna ilişkin gazete nüshalarının ve sicil cevabının eklenmesi, müdahale dilekçesi verilmesi halinde, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin yeni müdahil ya da müdahillere usulüne uygun olarak tebliğ edilip, yasal temyiz süresinin beklenmesi ve hükmü temyiz eden olması halinde, temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliği ile temyize cevap süresinin beklenmesi,
8-Dava dosyasına ait klasör içerisindeki evrakın düzensiz konulması, klasör eskidiği için tellerinin kırık olması nedeniyle evrakın dosyaya takılmadan dağınık bozuk şekilde gönderilmesi nedeniyle inceleme yapılması zorlaştığından dava dosyasını oluşturan klasörün sağlamıyla değiştirilerek dosya evrakının düzenli, dizi listesine bağlanmış şekilde konulması,
İçin dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi