Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/7692 E. 2015/7077 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7692
KARAR NO : 2015/7077
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

MAHKEMESİ: Bafra İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2014/13-2014/96

-KARAR-

1-Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’nın 30.12.2013 tarih 9919 sayılı, Yargıtay 1. Başkanlığı’nın 14.01.2014 gün, 80803665/2013/51/674 sayılı yazıları ile temyiz incelemesi için dosyaların fiziki olarak gönderilmeyeceği, dosyadaki tüm belgelerin yerel mahkemece taranarak sisteme aktarılacağı ve bu şekilde dosyanın elektronik ortamda Yargıtay’a gönderileceği, temyiz incelemesinin de elektronik ortamda yapılması gerektiği bildirilmiştir.
Elektronik ortamda Dairemize gönderilen temyize konu edilen yukarıda esas nosu yazılı dava dosyasının UYAP ortamında yapılan temyiz incelemesinde;
Dava dosyası içeriğinde yer alan tüm bilgi ve belgelerin elektronik ortama aktarılmadığı anlaşılmıştır.
Sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi, dosyada bulunan tüm belgelerin mahkemece UYAP’ta taranması ve UYAP ekranına aktarılması suretiyle mümkündür. Temyize konu dosyada bulunan bir kısım evrakın elektronik ortamda bulunmaması ve türüne uygun, okunaklı şekilde taranmaması halinde temyiz incelemesinin yapılması olanaklı değildir.
Bu nedenlerle, mahkemece;
a-Tüm dava dosyasının yapılacak dizi pusulasına göre eksiksiz aslının fiziken gönderilmesi,
b- Dava dosyası içerisinde bulunmaması durumunda, şikayetçinin alacaklı olduğu Bafra İcra Müdürlüğü’nün 2007/3832 E. sayılı takip dosyasının ve şikayet olunanın alacaklı olduğu sıra cetvelinin düzenlendiği Bafra İcra Müdürlüğü’nün 2009/3883 E. sayılı takip dosyasının, şikayet konusu sıra cetvelini ve sıra cetvelinin şikayetçi vekiline tebliğine ilişkin tebliğ belgelerini de içerir şekilde, asıllarının ya da okunaklı, düzenli, dizi listesine bağlanmış ve onaylanmış birer suretlerinin eklenerek birlikte gönderilmesi,
2-7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesi “Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır.” hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde daimi memur veya müstahdemlerden birine, işyeri ev ise memur ya da müstahdemlerden birine, bunlar da yok ise aynı konutta oturan kişilere ya da hizmetçilerden birine tebligatın yapılması gerekmektedir.
Tebligat Kanunu’nun 20. maddesinde ise, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için “13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılırsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır. “hükmüne; Yönetmeliğin 29. maddesinde, “21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır.” hükmüne yer verilmiştir.
Gerekçeli kararın şikayet olunan vekili adına tebliğe çıkartıldığı, tebligatta muhatap avukatın tevziat saatinde işyerlerinde bulunup bulunmadığı ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği gibi, tebligatın yapıldığı şahsın Tebligat Kanunu’nun 17 ve Yönetmeliğin 26. maddesindeki şahıslardan biri olup olmadığı hususlarında bir açıklamaya da yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu’nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligatlar, Tebligat Kanunu’nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 26 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir.
Gerekçeli kararın şikayet olunan vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, yasal temyiz süresinin beklenmesi, kararın temyiz edilmesi halinde dilekçenin dosya içerisine konulması,
3-UYAP ortamından yapılan incelemede şikayetçi vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, şikayet olunan vekiline tebliğine ilişkin tebligat parçasına rastlanılamamış olup, tebligat yapılmış ise tebligat parçasının yukarıdaki bent uyarınca gönderilecek dava dosyasına eklenmesi, tebligat yapılmamış ise, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun tebliği ile şikayet olunan tarafın temyize cevap süresinin beklenmesi,
4-Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Temyiz defterine kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.05.1985 gün ve 1984/5 Esas, 1985/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK’nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır.
Hükmü temyiz eden şikayetçi vekili tarafından verilen temyiz dilekçesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 48. maddesi uyarınca temyiz defterine kaydedilmiş ise de, şikayetçinin talebinin iki ayrı sıra cetveline şikayete ilişkin olduğu, mahkemece her iki sıra cetveline şikayetin reddine karar verildiği, bu sebeple her bir sıra cetveline ilişkin hükme yönelik temyiz istemi bakımından ayrı ayrı temyiz harcı yatırılması gerekirken tek temyiz harcı yatırıldığı, diğer temyiz başvuru ve temyiz karar harcının yatırıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığından, şikayetçi vekilince diğer sıra cetveline ilişkin hükme yönelik temyiz başvuru ve temyiz karar harcı yatırılmışsa buna ilişkin belgenin eklenmesi, yatırılmamışsa hangi şikayeti için anılan harçların yatırıldığına ilişkin anılan taraf vekilinden yazılı açıklama alındıktan sonra anılan harçlar yatırılmayan talep yönünden temyiz başvuru ve temyiz karar harcı yatırılması için şikayetçi vekiline HUMK`nın 434/3. maddesi uyarınca muhtıra çıkarılması, sonucuna göre gerektiğinde aynı hüküm uyarınca mahkemece bir karar verilmesi, İçin dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.