Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/6557 E. 2015/7018 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6557
KARAR NO : 2015/7018
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ: Ankara(Kapatılan) 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2012/123-2013/222

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında Ankara Etimesgut ilçesi Yapracık Köyü’ndeki arazinin jeotermal potansiyelini arama işletme, jeofizik çalışmaları sondaj ve danışmanlık hizmetlerinin yapılması ile ruhsat devri konusunda sözleşme yapıldığını, 19.07.2011 tarihinde şirket yetkilileri arasında bir toplantı yapılarak tutanak düzenlendiğini, bu tutanakta ruhsat bedelinin 50.000,00 USD’sinin davacı şirketin yapacağı log ve jeofizik çalışması bittikten sonra ödenmesine, geri kalan 250.000,00 USD’sinin ise yatırım kararı alındıktan sonra ödenmesine karar verildiğini, davacı şirketçe jeofizik ve log çalışmalarının eksiksiz olarak tamamlandığını, yapılan çalışmaların fatura edilerek davalı şirkete gönderildiğini, ihtara rağmen 50.000,00 USD’nin davalı tarafça ödenmediğini, davalı tarafın bir türlü yatırım kararı almadığını, ruhsat devrini gerçekleştirmediğini, 50.000,00 USD’nin davalı tarafça ödenmemesinin haklı bir yönü bulunmadığını ileri sürerek, 50.000,00 USD’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Etimesgut ilçesi Yapracık Köyü’ndeki arazisinde termal su kaynağı bulunduğunu, davacının da bu alanda ruhsat sahibi olduğunu, jeotermal tesis yatırımına yönelik bir takım çalışmalar yapılması için birlikte karar aldıklarını, davacı şirketin ruhsat sahası üzerinde etüt çalışması yapıp rapor düzenlediğini, ancak müvekkiline ait taşınmazın sınırları içerisinde jeotermal kaynak belirtileri bulunamadığını, sondaj için önerilen noktanın müvekkilinin tapu sınırları dışında kaldığını, bu nedenle yatırım kararı alınmasının uygun görülmediğini, taraflar arasında yapılacak işlerin tutanakla belirlendiğini, sözleşme yapılmadığını, dava konusu alanda yatırıma elverişli kaynak bulunamadığından müvekkili tarafından ruhsatın devir alınmasının da söz konusu olmayacağını, devir alınan ruhsat ile yatırım yapılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından yapılan jeofizik çalışmaların tüm masraflarının kendilerince ödendiğini, bu hususta 02.11.2011 tarihli toplantı tutanağı düzenlenip iki şirket arasındaki ticari ilişkinin sonlandırılmasına dair karar alındığını, bu tutanakta her iki tarafın da birbirinden herhangi bir hak iddiasında bulunamayacağının belirtildiğini, davacı tarafın 07.11.2012 tarihli ihtar ile yatırım kararı alınmadığını öğrendiğini, bu nedenle dava tarihine kadar beklemiş olmasının kendi iradesi olduğunu, kendilerinden talep edilebilecek herhangi bir alacak bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yapılan 50.000,00 USD’nin taraflar arasında düzenlenen tutanağa göre ruhsat bedeli olduğunun belli olduğu, davacı şirketin ruhsat sahası üzerinde yaptığı sondaj çalışmasının bedelinin davalı şirketçe davacıya ödendiği, bu kadar büyük bir alanda yapılan sondaj çalışmasının yeterli olmadığı, bu sahada log ölçümlerinin ve kuyudan çıkan suyun kimyasal analizlerinin MTA, TPAO, DSİ ve diğer kuruluşlarca yapılması gerektiği, dosyaya ibraz edilen çalışmalarla ve jeolojik, jeofizik verilerle bu sahanın jeotermal saha olup olmadığı kararına varılamayacağı, davacının yaptığı sondaj çalışmasının yeterli bir çalışma olmadığı, gerekli yatırım kararı alınması için üzerine düşen yükümlülüğü davacının yerine getirmediği, yapılan çalışmalara göre de bu sahada jeotermal yatırım yapılmasının uygun olmadığı sonucuna varıldığı, yatırım yapılmayacak olması halinde davalı şirketin davacının elinde bulunan ruhsatı devralmasının da söz konusu olamayacağı, bu ruhsat bedelinin 50.000 USD’sini ödemesinin de gerekli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki 19.07.2011 tarihli sözleşme gereğince ödenmesi gereken bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 19.07.2011 tarihli sözleşmenin 1. maddesinde, davacıya ait 2009/82 sayılı ruhsatın bedeli olarak 300.000,00 USD kararlaştırıldığı, 5. maddesinde ruhsat bedelinin 50.000,00 USD’sinin davacının yapacağı log ve jeofizik çalışmasının bitiminden sonra davacıya ödeneceği, 8. maddesinde davacının 50.000,00 USD’yi aldıktan sonra elindeki ruhsatın devrini davalıya yapacağı, 7. maddesinde ruhsat bedelinin geri kalan 250.000,00 USD’sinin davalı tarafından yatırım kararı alındıktan sonra davacıya ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Dosya kapsamından, davacının Kasım 2011 tarihli jeolojik ve jeofizik raporunu hazırlattığı, 01.12.2011 tarihli ihtarnameyle 50.000,00 USD’nin gönderilmesini talep ettiği, davalının 07.12.2011 tarihli ihtarnamesinin 8. bendinde taraflar arasındaki ilişkiye son verildiğinden söz edildiği, ihtarnamenin 08.12.2011 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede 50.000,00 USD’nin ödenmesi, sadece davacının yapacağı log ve jeofizik çalışmasının bitimi koşuluna bağlanmış olup, bu bedelin ödenmesi için yatırım kararı alınması koşulu öngörülmemiştir. Davalı tarafça davacının yaptığı log ve jeofizik çalışmasının yeterli olmadığı savunulmamış olup, yatırım kararı alınmadığı için taraflar arasındaki ilişkinin sonlandırılmasına karar alındığı, taraflar arasındaki ilişkinin sonlandırıldığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının sözleşmenin 5. maddesindeki çalışmayı tamamladığı, böylelikle ödenmesi başka koşula bağlı tutulmayan 50.000,00 USD’ye sözleşmenin davalı tarafça feshinden önce hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalı tarafça da savunulmayan işin yeterli nitelikte yapılmadığı gerekçesine dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.