Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/5968 E. 2015/7296 K. 13.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5968
KARAR NO : 2015/7296
KARAR TARİHİ : 13.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2010/376-2014/36

1-7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesi, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin 26. maddesi, “Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır.” hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde daimi memur veya müstahdemlerden birine, işyeri ev ise memur ya da müstahdemlerden birine, bunlar da yok ise aynı konutta oturan kişilere ya da hizmetçilerden birine tebligat yapılması gerekir.
Tebligat Kanunu’nun 20. maddesinde ise, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için “13,14,16,17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13,14,16,17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılışsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır.” hükmüne; Yönetmeliğin 29. Maddesinde, ” 21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, 22.04.2014 tarihli temyiz isteminin reddine dair verilen ek karar, birleşen davalarda davalı S.. C.. vekili Av. U.. N..’na tebliğe çıkarılmış ve daimi çalışanına tebligat yapılmış ise de, tebliğ belgesinde muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu’nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligatlar, Tebligat Kanunu’nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 26 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir.
Bu durumda, 22.04.2014 tarihli ek karar adı geçen vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, yasal temyiz süresinin beklenmesi ve ek kararın temyiz edilmesi halinde, temyiz dilekçesinin birleşen davalarda davacılar vekiline tebliği ile temyiz cevap süresinin beklenmesi,
2- Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Temyiz defterine kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.05.1985 gün ve 1984/5 Esas, 1985/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK`nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır.
Asıl ve birleşen davalar, İİK’nın 94. maddesine göre alınan yetkiye dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkin olup, hükmü asıl ve birleşen davalar yönünden temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinin temyiz kaydı yapılmış ise de, hem asıl hem de birleşen davalar için ayrı ayrı temyiz harcı yatırılması gerekirken sadece bir adet temyiz başvuru harcı ve maktu temyiz harcı yatırıldığı, 03.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 48. maddesi hükümleri uyarınca diğer davalar için ayrı ayrı temyiz harçlarının yatırıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığından, diğer davalar için temyiz harcı yatırılmışsa buna ilişkin
belgenin eklenmesi, yatırılmamışsa hangi davalar için temyiz harcı yatırılmadığına ilişkin taraf vekilinden yazılı açıklama alındıktan sonra temyiz harcı yatırılmayan dava ya da davalar yönünden temyiz harcı yatırılması için taraf vekiline HUMK`nın 434/3. maddesi uyarınca muhtıra çıkarılması, sonucuna göre gerektiğinde aynı madde hükmü uyarınca mahkemece bir karar verilmesi ve harcı yatan dava ya da davalar bakımından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi,
İçin dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.