Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/5888 E. 2015/879 K. 16.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5888
KARAR NO : 2015/879
KARAR TARİHİ : 16.02.2015

……

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 27.02.2004 tarih ve 32366 sayılı faturaya dayalı olarak 2003 Aralık ayına ilişkin 11.585,18 TL’nin tamamen ve 2004 Ocak ayına ilişkin 13.218,16 TL ile 2004 Şubat ayına ilişkin 30.222,57 TL ve KDV’leri yönünden sadece dağıtım bedeli istenebilecekken, iletim bedeli de katılarak istenmesi üzerine tamamının ihtirazı kayıtla davalıya ödendiğini ileri sürerek, müvekkilinden haksız tahsil edilen 2003 Aralık ayına ilişkin 13.670,52 TL, 2004 Ocak ayına ilişkin 11.371,22 TL ve 2004 Şubat ayına ilişkin 7.151,68 TL olmak üzere toplam 32.193,42 TL’nin, avans kredi faiziyle istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiş; 18.05.2005 havale tarihli dilekçesiyle de, müvekkilinden haksız tahsil edilen 2003 Aralık ayına ilişkin 13.670,51 TL, 2004 Ocak ayına ilişkin 5.487,98 TL ve 2004 Şubat ayına ilişkin 12.547,96 TL olmak üzere toplam 31.706,47 TL’nin, avans kredi faiziyle istirdatına karar verilmesinin talep ve dava edildiğini, ancak dava dilekçesinin sonuç kısmındaki talebin sehven bu miktarlardan farklı kaleme alındığını açıklamıştır.
Davalı vekili, faturalama işlemlerinde yasal düzenlemenin 01.06.2004 tarih ve 323 sayılı kurul kararı ile yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 13.670,51 TL’nin tahsiline dair kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2010 tarih ve 2009/5097 Esas, 2010/2621 Karar sayılı ilamıyla, 10.07.2006 tarihli ek raporda, Ocak 2004 ve Şubat 2004 faturalarının davalı ve dava dışı ….Ş tarafından ayrı ayrı düzenlendiği, mükerrer ödeme olduğu bilindiğine göre bu faturalardan hangisinin iade edileceğinin mahkemenin takdirinde olduğu, bu konunun mali işler uzmanının bilgi alanına girdiğinin bildirildiği, aralarında maliyeci de bulunacak şekilde konusunda uzman kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınıp, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, bozulması üzerine, bozmaya uyularak, son alınan ek raporun usul ve yöntemine, Yargıtay bozma ilamına uygun olduğundan hükme esas alındığı, bilirkişi raporunda, davalı tarafından iadesi gereken toplam 29.267,94 TL asıl alacak olduğunun belirtildiği, dosyaya sunulan fatura ve kayıt ve belgelerden ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi, mükerrer ödeme olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 29.267,94 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım ilişkisinden kaynaklanan ve faturaya dayalı ödenen iletim bedelinin istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de, gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamı sonrasında yeminli mali müşavir, elektrik
…/…

S.2

mühendisi ve avukat (hukuk) bilirkişilerinden oluşan kuruldan 1 adet asıl ve 5 adet ek bilirkişi raporu alınmış ise de, bunlardan tarih belirtilmeksizin son alınan bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilerek, ne şekilde hesaplandığı anlaşılamayan ve denetlenemeyen 29.267,94 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki iletim sistemi kullanım bedelinin dava dışı … ve dağıtım sistemini kullanım bedelinin davalı … tarafından tahsil edilmesi şeklinde bir uygulama mevcut iken, 4628 sayılı …..k Piyasası Kanunu’na (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun) dayanılarak çıkarılan tebliğler ve bunlarda yapılan değişiklikler sonrasında iletim sistemi kullanım bedelinin kim tarafından tahsil edileceği konusuna ilişkindir.
HMK’nın 266/1. maddesi “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü içermektedir. HMK’nın 281 ve 282. madde hükümlerinde de hakimin bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe takdir edeceği, ancak bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama isteyebileceği gibi, başka bir bilirkişiden rapor alabileceği öngörülmüştür.
Bu durumda, mahkemece, oluşturulan bilirkişi kurulunun uzmanlık alanı yönünden bozma ilamında istenilen işi yapabilecek, diğer bir deyişle, uyuşmazlığın esasına uyuşmazlığı çözmeye yardımcı ve denetime elverişli rapor düzenleyebilecek nitelikte olmadığı gözetilip, elektrik piyasasından (davacı ve davalının elektrik piyasasındaki hukuki statüleri de dikkate alınarak, 4628 sayıl…. Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a ve bu Kanuna göre çıkarılan mevzuata göre belirlenen fiyatlandırmalardan) anlayan kişilerin katılımının sağlanacağı yeni bir bilirkişi kurulundan, ihtilaf konusu faturalandırma döneminde yürürlükte bulunan tebliğ ve diğer mevzuat hükümleri değerlendirilerek, tarafların bilirkişi raporlarına itirazları usulünce karşılanmak ve ihbar olunanın itirazları gözönünde bulundurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu öncesi ve sonrası dönemdeki uygulamalara ilişkin açıklamaları da kapsar şekilde, davalının 2004 Ocak ve 2004 Şubat ayları iletim sistem kullanım bedelini talep etme ve alma hakkının bulunup, bulunmadığı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp, oluşacak uygun sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bu özellikte olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.