Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/5624 E. 2015/6996 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5624
KARAR NO : 2015/6996
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2014
NUMARASI : 2010/955-2014/112

Taraflar arasındaki tespit ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife sabit bedelli ortak olduğunu, adına daire tahsisi yapıldığını, davalının müvekkilinden doğalgaz, su, elektrik aboneliği ile kombi ve tapu masrafları dışında herhangi bir ad altında para talep etmeyeceğini yazılı olarak kabul ve taahhüt ettiğini, buna rağmen davalı tarafça, 19.06.2007 tarihli ihtarname ile 11.000,00 TL aidat, 8.325,00 TL gecikme faizi olmak toplam 19.325,00 TL borçlu olduğunun bildirildiğini, bu bedelin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca müvekkilinin 25.06.2006 tarihli genel kurulunun 13. maddesi ile karar altına alınan 13.900,00 TL’yi ödemeyeceğini davalıya bildirdiğini ileri sürerek, tahsis edilen taşınmazın ortaklık tarihi olan 25.11.2005 tarihinde müvekkiline ait olduğunun ve borçlu olmadığının tespit edilerek, müvekkili adına tescilinin yapılmasını talep ve dava etmiş, dava değerini 13.900,00 TL olarak açıklamıştır.
Davalı vekili, müvekkili kooperatifin 25.06.2006 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye sürecine girdiğni, davacının aynı genel kurulda kararlaştırılan 13.900,00 TL’yi ödemediğini kabul ederek tapu iptali ve tescil istediğini, bu genel kurul kararının iptal davası açılmadığından kesinleştiğini, davacının peşin bedelli ortak olduğu bir an için varsayılsa dahi, bu paranın inşaat yapım giderlerinden kaynaklanmadığını, inşaat yapımı ile ilgili harcamaya kalmadığını, bu bedelin, arsa sahibi ile ihtilafın sonlandırılmasına yönelik ödenecek tutarlar, tapu harç ve masrafları, vergiler, SSK primleri ve yönetim aidatlarından ibaret olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; kooperatifin 01.01.2007 – 01.09.2007 cari hesap döneminde toplam 93.580,84 TL gideri olduğu, 2006 yılı sonu itibariyle gerçekleşen fiili giderlerin ise 232.958,81 TL olduğu, bu durumda toplam harcamaların 326.539,60 TL olduğu, bu miktarın ortak sayısına bölünmesi sonucu davacıya düşen payın 1.444,86 TL olduğu, rapor tarihi itibariyle işlemiş faiz miktarının 754.58 TL olduğu, toplam 2.199,44 TL ‘nin davacı tarafından ödenmesi halinde tescile hak kazanabileceği, bu bedelin davacı tarafça depo edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul ili, Ç.. 3201 Parsel sayılı taşınmazda davalı T.. H.. S.S. Y… Kent Konut Yapı Kooperatifine ait 10. Blok, 28 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı B.. Ö.. adına tahsis ve tapuya tesciline, Mahkeme veznesine depo edilen 2,199.45 TL’nin karar kesinleştiğinde davalı kooperatife ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davacının borçlu olmadığı tespit edilerek, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı kooperatif tarafından 19.06.2007 tarihli ihtarname ile 11.000,00 TL aidat, 8.325,00 TL gecikme faizi olmak üzere, 19.325,00 TL borçlu olduğunun bildirildiği, bu bedelin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, ayrıca müvekkilinin 25.06.2006 tarihli genel kurulun 13. maddesi ile karar altına alınan 13.900,00 TL’yi ödemeyeceğini davalıya bildirdiği ileri sürülmüş olup, davacının borçlu olmadığı tespit edilerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesi istenilmiş, harca esas değer 13.900,00 TL olarak bildirilerek harcı yatırılmış, daha sonra taşınmazın tespit edilen 24.942,00 TL rayiç değeri üzerinden harç tamamlanmıştır. Davacı vekili, özellikle yargılama sırasında verdiği 04.01.2013 tarihli dilekçesinde ve temyiz dilekçesinde davanın tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğunu, buna göre harcın tamamlandığını belirtmiştir. Davalı vekili de yargılama sırasında ve temyiz dilekçesinde, davanın tapu iptal ve tescil istemine yönelik olduğunu, borçlu olunmamasının bu istemin gerekçesi olduğunu ileri sürmüştür.
Yapı kooperatiflerinde kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen, başka bir anlatımla kooperatife borcu bulunan ortakların, tapu iptal ve tescil isteme hakları bulunmamaktadır. Davacı taraf, bilirkişi raporunda borcun depo edilmesi gerektiği görüşünün bildirilmesi üzerine raporda belirlenen borcu depo etmek suretiyle borcu benimsemiş olup, kararın esasını temyiz etmemektedir. Davalı taraf, borç depo ettirilmeden, davanın reddi gerektiğini rapora itirazında ve temyizinde ileri sürmüştür. Gerçekten de davacının dava tarihi itibariyle kooperatife borcu bulunduğu belirlenmiş olup, davanın konusu menfi tespit değildir. Tapu iptal ve tescil istenebilmesinin koşulu, borcun bulunmaması olup, davacının borcu olup olmadığı ön sorun olarak incelenmelidir. Menfi tespit istemi dava konusu yapılmadığından borcun kaynağının ve gerçek miktarının belirlenmesi gerekmemekte, davacının her halükârda borçlu olması, davanın reddi için yeterli olmaktadır. Bu durumda borcun miktarı, HMK’nın 303/2. maddesi uyarınca tarafların leh ve aleyhinde kesin hüküm oluşturmaz. Üyeye mevcut borcu ödeme olanağı sağlamak amacıyla borcun depo ettirilmesi doğru olmayıp, tapu iptal ve tesciline ilişkin davanın reddi gerekir. YHGK’nun 15.06.2012 tarih ve 16-145 E., 392 K. sayılı ilamı ve Dairemiz’in 09.04.2013 tarih 338 E., 2269 K. sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu durumda, davacının dava tarihi itibariyle her halükârda genel gider borcu olduğu belirlendiğine göre, tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin vekalet ücreti ve harca yönelik tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine, davalı vekilinin borcun kaynağına ve miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.