Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/2043 E. 2014/2400 K. 28.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2043
KARAR NO : 2014/2400
KARAR TARİHİ : 28.03.2014

MAHKEMESİ : Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2012/52-2013/175

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin 30.12.2006 tarihinde kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, kooparatif yönetiminin 30.12.2006 tarihinde istifayı kabul ettiğini, kooperatife toplam 19.925,00 TL ödediğini, kooperatif yönetiminin herhangi bir ödemede bulunmadığını ileri sürerek, 19.925,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yönetim kurulunun davacının istifasını 10.01.2007 tarihinde kabul ettiğini, davacının kooperatife ödemiş olduğu paraları alamadığı iddiasının doğru olduğunu, 2008 yılında kooperatifin iflas ettiğini, Yargıtay’ca 2009 yılında bozulan iflas kararının ardından, kooperatifin bu maddi sıkıntılara sürükleyen yöneticilerini süratle tasfiye ederek profesyonel kooperatif uzmanları eşliğinde yeni bir yapılanma dönemine girdiğini, ancak halen daha devam eden iflas istemli Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/194 E. sayılı davasının derdest olduğunu, kooperatifin ayrılan ortakların paralarının ödemesinin üç yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının üyesi olduğu davalı kooperatiften 30.12.2006 tarihli dilekçesi ile istifa ettiği, istifasının yönetim kurulunca 10.01.2007 tarihinde kabul edildiği, istifa eden ortakları ve ödediği paraları gösteren listede davacının isminin 22 sırada, 36 üye no’su ile gösterildiği, 19.925,00 TL ödeme yapıldığının belirtilmekte olduğu, son celsede mahkemeye sunulan davacının imzasını içeren 30.12.2006 tarihli dilekçede davacının 19.925,00 TL yatırdığı ve parayı nakden aldığının yazılı olduğu, her ne kadar davacı belge altındaki imzanın kendisine ait olmakla birlikte 19.925,00 TL’nin sonradan yazılmış olduğunu ve parayı almadığını belirtmiş ise de, belgede paranın kayıtsız ve şartsız olarak nakden alındığının yazılı olduğu, şayet boş olarak davacı tarafından imzalanmış ise sonradan doldurulmasına muvafakat etmiş sayılacağı, anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ancak yazılı belge ile ispat edilebileceği, davacının anlaşmaya aykırı doldurulduğuna dair belge sunamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, çıkma payının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı tarafça, 30.12.2006 tarihinde istifa ettiği çekişmesiz olan davacının çıkma payı alacağının nakden alınmış olduğuna ilişkin 30.12.2006 tarihli belge sunulmuş olup, davacı, bu dilekçeyi istifa belgesi olarak imzaladığını, imza sırasında miktarın yazılı olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, bu belgenin aksinin davacı tarafından yazılı belge ile ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada bulunan 27.06.2010 tarihli genel kurul tutanağının 11. maddesi ile, son dönemde ihraç edilen ortaklara yapılacak çıkma payı ödemelerinin üç yıl süreyle ertelenmesine; istifa etmiş ya da ihraç edilmiş eski ortaklar için 20.000,00 TL fon ayrılmasına, bu fonun eski ortaklara ödemiş oldukları paralarla orantılı olarak paylaştırılmasına, bu konuda yönetime yetki verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan, 07.11.2008 tarihli yönetim kurulu adına tek imzalı belgede, davacının kooperatiften alacağının 19.925,00 TL olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, davacı aleyhine oluşan karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanmış olup olmadığının tespiti bakımından, kooperatif uygulamaları ve mali konularda uzman bir bilirkişi seçilerek, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri ile varsa banka hesapları istenmek suretiyle incelenerek, davalı kooperatifin, istifa eden üyelerinden davalı tarafça sunulan belgedeki metni içeren boş dilekçe alınması yönünde uygulaması olup olmadığı, davacıya yapılan ödemenin kooperatif kayıtlarında bulunup bulunmadığı, davacının 27.06.2010 tarihli genel kurul tutanağının kapsamında olup olmadığı hususlarında, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak ve 07.11.2008 tarihli belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu gözetilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, 23.02.2012 olan dava tarihinin, gerekçeli karar başlığında 24.02.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.