YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10658
KARAR NO : 2015/5913
KARAR TARİHİ : 16.09.2015
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2013/1-2014/116
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, müvekkilinin davalı Kooperatife ait B Blok 25 no’lu daireyi kooperatif üyesi olan H.B.’dan, B.Blok 28 ve 24 no’lu daireleri ise kooperatif üyesi Y. E.’den noterde tanzim edilen kooperatif üyelik devir sözleşmesi kapsamında kooperatif üyeliği ile devren satın aldığını, davalı kooperatifin müvekkilinin ortaklık başvurusu üzerine her daire için ayrı ayrı ortaklık numarası, ortaklık senedi, taahhütname ve daire tahsis belgesi verildiğini ancak kooperatif tarafından genel kurullara davet edilmediğini, üyelik haklarından faydalandırılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, ortaklığın kooperatif kayıtlarına tescili ile ortaklık üyelik haklarından faydalandırılmasına ve davaya konu bağımsız bölümlerin müvekkili adına tapuya tesciline, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazların rayiç değerlerinin tespiti ile tespit edilecek miktarın devir tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili, davacıya yapılan devirlerin geçerli olabilmesi için satıcıların hak sahibi olması gerektiğini ve kooperatife ait B.Blok 24,25 ve 28 no’lu dairelerin davacıya noter satışı ile üyelik devreden şahıslara ait olmadığını, gerek davacının gerekse kendisine devreden kişilerin herhangi bir aidat ödemediğini, hak sahibi olmayan kişilerin devrinin geçersiz olduğunu, davanın da haksız olduğunu iddia ile açılan davanın reddine, davacının
kooperatif üyeliğinin tespiti halinde bu süreye kadar ödemesi gereken ancak ödenmeyen arsa payı, aidat, şerefiye ve şu ana kadar yapılması gereken tüm ödemelerin %15 gecikme faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen dosya davalısı T.. G.. vekili, müvekkilinin tapu kaydına güvenerek söz konusu daireyi aldığını, iyiniyetli olduğunu, davacının taleplerini davalı kooperatiften talep etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilinin istenebilmesi için davacı tarafın öncelikle taşınmazın kooperatife ait olduğunun ya da kooperatif ile tapu maliki arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunduğunu ve bu sözleşmeye göre davaya konu bağımsız bölümlerin davalı kooperatif hissesine düştüğünü daha sonrada bu bağımsız bölümlerin davacının devir edenle kooperatifçe geçerli bir şekilde tahsis edildiğini ispat etmesi gerektiği, tapu kaydına göre intikallerin satış yoluyla olduğu ve intikaller arasında davalı kooperatifin mevcut olmadığı, davacının aksine delil sunmadığı gibi kooperatif kayıtlarında da buna ilişkin belgeye rastlanmadığı, ayrıca davalıların iyiniyetli olmadıklarının ispatlanmadığı, davacının kooperatif kayıtlarında 3 adet üyeliğinin bulunduğunun sabit olduğu her ne kadar aidat ödemelerini yapmadığı için ihraç kararı alınmış ise de ihraç kararının tek imzalı olduğu ve ihraç kararına ilişkin tebliğlerin usulüne uygun yapıldığının davalı kooperatif tarafından ispatlanamadığı, kooperatif kayıtlarında davacının ve üyeliği devraldığı kişilerin herhangi bir aidat ödemesi yaptığına ilişkin kayıt bulunmadığı gibi davacının ödeme yaptığına ilişkin belge de sunmadığı, kooperatif genel kurulunda arsa payı her ortak için 4.800.000.000 ( Yeni 4.800,00 TL) TL olduğu, davacının ortaklık senedindeki bedel olan 100.000,00 TL’nin çok üzerinde olduğu, söz konusu evrakın matbu evrak olduğu ve davacının ödeme yaptığını ispata yeterli olmadığı, davacı tarafça bu meblağda yapılan ödemenin o tarih için yüksek bir rakam olduğundan kooperatif kayıtlarında görülmemesinin de mümkün olmadığı, akçeli yükümlülükleri yerine getirmeyen ortağın tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle, davacının üyelik tespiti talebinin kabulü ile diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.