Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2014/10324 E. 2015/7530 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10324
KARAR NO : 2015/7530
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2014
NUMARASI : 2013/279-2014/308

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Asıl davada davacı vekili, dava konusu taşınmazın bina inşası için kat karşılığı eser sözleşmesi düzenlendiğini, davacının tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalıların edimlerini yerine getirmediklerini, bu nedenle iskan ruhsatının alınamadığını, sözleşme gereği müvekkiline düşen 1 nolu dairenin hisse devrini vermediklerini ileri sürerek 1 nolu dairenin %37,5 hissenin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada, davalı vekili davacı tarafından yapımı üstlenilen inşaatta bir çok eksik ve ayıplı imalat bulunduğundan arsa sahiplerine teslim edilecek son daireyi teminat olarak saklama hakları olduğunu savunarak davanın reddini iştemişelerdir.
Birleşen davada davacı vekili, inşaatın teslim edilmesi gereken tarihin 29.09.2007 olduğunu, davalının 07.04.2009 tarihli teslim tutanağı ile bağımsız bölümleri teslim ettiğini, teslim tarihinin gecikmesi nedeni ile davalının kira tazminatı ödemesi gerektiğini, eksik ve ayıplı işler olduğunu ileri sürerek her bir davacı için 1000,00 TL den 2000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili eksik ve ayıplı iş olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar davalı ve karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. HD.’nin 2011/3681 E. 2012/5307 K. Sayılı kararı ile asıl dava bakımından tapu iptâl ve tescil davasına yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığı, birleşen dava bakımından ise inşaatın 07.01.2009 tarihinde teslimi gerekirken 07.04.2009’da teslim edildiği ve arada geçen süre için davalı ve karşı davacı arsa sahiplerinin kira alacaklarının tahakkuk ettiği, 07.04.2009 tarihinde imzalanan teslim tutanağında geç teslime ve ortak yerlerdeki eksik imalâta ilişkin dava hakları saklı tutulduğu, davalılara teslim tutanağında sözü edilen miktardan fazla ödeme yapıldığı gerekçesi ile davacı arsa sahiplerinin ortak yerlerdeki eksikliklerden hisselerine düşen miktarın ve gecikme alacağının saptanması ve 10.000,00 TL dışında fazladan yapılan ödemelerin düşülerek birleşen davanın karara bağlanması belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Bozma üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucu 07.01.2009 tarihinden teslim edildiği 07.04.2009 tarihine kadar yapılan hesaplamada, Kadir Kerim Özadalı’nın 59,40 TL alacaklı olduğu, M.. Ö..’nın ise 196,00 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalının tüm, birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Taraflar arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 29/a maddesi uyarınca kapıcı dairesi tüm müştemilatının diğer daireler gibi olacağı kararlaştırılmıştır. Yapılan keşifte ise kapıcı dairesinin kapalı olduğundan bahisle bu hususta araştırılma yapılmadığının raporda belirtildiği ve asıl davada davalı tarafça bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlarda bu eksikliğin dile getirildiği anlaşılmıştır. Bu hususun bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya dahil edilmediği ve kapıcı dairesinin 40 m2 daha küçük olduğuna dair iddianın doğru olup olmadığı incelenmediğinden, mahkemece eksik bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin tüm, birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, birleşen davada davacı-asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.