Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/998 E. 2013/1786 K. 22.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/998
KARAR NO : 2013/1786
KARAR TARİHİ : 22.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin, davalının hissedarı bulunduğu arsa üzerinde diğer hissedarlarla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri yapan dava dışı bir şirketten, inşaat yapım işini ….06.2002 tarihli sözleşme ile devraldığını, bu sözleşmeye göre arsa üzerinde yapılacak yapının %60’nın müvekkili şirkete ait olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmeye göre inşaatları bitirerek daireleri arsa sahiplerine teslim ettiğini, ancak kat irtifakı kurulurken davalı ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmadığının tespit edildiğini, oysaki davalıya sahip olduğu arsa payı mukabilinde bir bağımsız bölüm tahsis edildiğini ileri sürerek, vekaletsiz … görme hükümlerine göre davalıya tahsis edilen bağımsız bölümün %60 oranındaki hissesinin müvekkili adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davalının tebligata elverişli açık adresini bildirme yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu, ancak davalının açık adresinin bildirilmediği ve zabıta marifetiyle de tespit edilemediği gerekçesiyle, HMK’nın 119/…. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemini ilişkindir.
Dava dilekçesinde, davalının adresi açıklanmamış ise de verilen kesin süre içerisinde, davacı tarafça davalının adresi bildirilmiştir. Mahkemece, bildirilen bu adrese çıkarılan tebligatın bila ikmal iade olması ve yapılan kolluk araştırması neticesinde de davalının bildirilen adreste oturmadığının tespit edilmesi üzerine, HMK’nın 119/…. maddesi uyarınca, davalının açık adresinin davacı tarafça bildirilmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun ….01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un …. maddesi ile eklenen …/…. maddesinde ve Yönetmeliğin …/…. maddesinde “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılmaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmüne;
Aynı Kanun’un …. maddesi ile değişik …/…. maddesinde “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten
sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından bildirilen adresin, davalının adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adresi olup olmadığı araştırılarak, adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olduğunun tespit edilmesi halinde Tebligat Kanunu’nun …/…. maddesi uyarınca tebligat yapılabileceğinin gözetilmesi gerekirken, davalının adresinin bildirilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır
…- Kabule göre; Tebligat Kanunu’nun …. maddesinde; “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılmayan ve ikametgahı, meskeni veya … yeri de bulunmayan kimsenin adresi meçhul sayılır.
Adresinin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. ( Değişik cümle: ….03.2003-4829 S.K./… md.) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.” hükmüne ; yönetmeliğin 48. maddesinde ise “Bu yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmi veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır.
Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
İlanen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir. ” hükmüne yer verilmiştir. Yasa’nın …, Yönetmeliğin 48. maddesinde belirtilen soruşturma biçimi sınırlayıcı değildir. Nitekim, anılan madde hükümlerinde durum açıklığa kavuşturulmuş, tebliği çıkaran merciin lüzum görmesi halinde özel kuruluşlardan da adres soruşturması yapabileceği vurgulanmıştır. Bu kuruluşların içinde, nüfus ve tapu idarelere, belediyeler ve sivil savunma gibi kuruluşlar da vardır. Adres araştırmasının sadece zabıta ile sınırlı tutulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacak bir durum yaratabilir. Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa’nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin …, 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 1086 sayılı HUMK’nın 73. maddesi “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez” yasal kuralı içermektedir. 6100 sayılı HMK’nın …. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. İlanen tebligat, en son başvurulacak bir çaredir. O nedenle adres araştırmasının titizlikle ve kararlılıkla yapılması bir zorunluluktur. Bu itibarla davalının adresinin zabıta marifetiyle de tespit edilemediği gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ….03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.