YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9474
KARAR NO : 2014/1053
KARAR TARİHİ : 14.02.2014
MAHKEMESİ : Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/68-2013/184
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden 07.01.2010 tarihinde ayrıldığını, ancak davalının müvekkilince yatırılan 86.995,00 TL’yi iade etmediğini ileri sürerek, davalı kooperatife ödemiş olduğu toplam 86.995,00 TL’ den son yılın genel giderlerinden payına isabet eden miktar düşüldükten sonra kalanının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının alacağının muaccel olmadığını, 2010 yılı bilançosunun kabul edildiği 25.06.2011 tarihinde yapılan genel kurulda davacıya yapılacak ödemenin, kooperatifin varlığını tehlikeye düşüreceğinden 3 yıl süreyle ertelendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya yapılacak geri ödemenin davalı kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği, davacının davalı kooperatife 86.915,00 TL ödeme yaptığı, davacının hissesine düşen 5.096,13 TL gider payının düşülmesinden sonra talep edebileceği alacak miktarının 81.818,87 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 81.818,87 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesi, davacı vekiline 27.05.2013 günü tebliğ edilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından HUMK’ nın 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra, 07.06.2013 günü harcı yatırılıp, temyiz kaydı yapılarak, katılma yolu ile temyiz edilmiştir.
01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas,1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, bu gibi hallerde Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacının istifa ettiği 2010 yılı bilançosunun kabul edildiği 25.06.2011 tarihli genel kurulda gündemin 5. maddesinde ” Çıkan 2 üye için alacakları olan miktarın 3 yıl içinde ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildi. ( oy birliği ile) ( B…A..) Bu iki üye yerine üye alınırsa o gün bir üyenin yatırdığı tutar ne ise o
şartlarda üye alınacaktır. Oy birliği ile karar alındı ”şeklinde karar alınmıştır. Bu karar Kooperatifler Kanunu’nun 17/2. maddesine uygun erteleme kararı niteliğinde olmayıp, tam tersine çıkma payının üç yıl içinde ödenmesine ilişkin olduğundan mahkemece bu gerekçeyle davacının çıkma payını talep edebileceği sonucuna varılması gerekirken, bu kararı erteleme niteliğinde kabul ederek, davacıya yapılan ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği yönünde görüş bildiren bilirkişi raporu esas alınarak çıkma payına hükmedilmesi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK’ nın 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.