Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/9394 E. 2014/720 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9394
KARAR NO : 2014/720
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2011/123-2012/1417

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı, davacılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili Av. Ş.. T.. gelmiş davacılar tarafından gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacılar vekili, dava dışı Tasfiye Halinde S.S. Genç…. Yapı Kooperatifi’nin üyesi olan müvekkillerine konut tahsis edilmemesi üzerine Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/556 ve 557 Esas sayılı dosyalarında açılan davalar sonucu daire karşılığı tazminata hükmedildiğini, ilama dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipten haberdar olan davalı tasfiye kurulu üyelerinin müvekkillerinin ilama dayalı alacağını ödemediklerini, 2004 yılından bu yana genel kurul toplanmadığını, alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle aciz vesikası alındığını, konut tahsis edilmemesi nedeniyle müvekkillerinin vekalet ücreti ödemek zorunda kaldıklarını , ayrıca teslim edilmeyen daireler nedeniyle kira kaybı bulunduğunu ileri sürerek, zararlarının tahsilini istemiş, ıslahla 160.150,00 TL aciz vesikasına bağlanan alacak ile her bir davacı için şimdilik 500’er TL. Vekalet ücreti ile 750,00’şer TL kira kaybı tazminatının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalı A.. T..’in 03.07.2005 tarihinde tasfiye memurluğundan istifa ettikten sonra 2006 yılında payını da devrederek ortaklıktan ayrıldığını, dava tarihinde davalılardan A.. S..’nin de tasfiye kurulu üyesi olmadığını, kooperatifin tasfiye sürecinin kapanmaması nedeniyle husumetin kooperatife yöneltilmesi gerektiğini, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirir bir genel kurul kararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı tasfiye kurulu üyelerinin, davacılar tarafından açılan davalardan haberdar olmaları, genel kurulca alınan karara rağmen davacılara ödemede bulunmamaları ve 30.06.2004 tarihinden sonra genel kurulu toplantıya çağırmamaları nedeniyle ilama dayalı tahsil edilmeyen alacaktan sorumlu oldukları, ancak davacıların açtıkları davalar nedeniyle kendilerini temsil eden avukatlara ödedikleri vekalet ücreti ile kire kaybından davalıların sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 160.150,00.TL alacağın faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacılar vekili, davalı kooperatifin ortağı olan davacılara daire tahsis edilmemesi nedeniyle mahkemece davacılar lehine hükmedilen daire karşılığı tazminatın kooperatif aleyhine başlatılan takipte tahsil edilmediğini, davalı tasfiye kurulu üyelerinin davranışları nedeniyle müvekkillerinin alacağını tahsil edemediğini ileri sürmüştür. Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla olaya uygulanması gereken dava tarihinde yürürlükte olan TTK’nın 224. ve 245. maddeleri uyarınca üçüncü şahısları veya ortakları zararlandıran tasfiye memurları kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan müteselsilen sorumludurlar. Yani tasfiye memurlarının sorumluluğu ispat külfeti ters çevrilmiş bir sorumluluk şeklidir. Dava konusu olayda, davacıların kooperatif ortağı oldukları, daire tahsis edilmemesi nedeniyle kooperatife karşı 2003 yılında açtıkları davada mahkemece, 2006 yılında daire karşılığı tazminata karar verildiği ve kooperatif aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipten sonuç alınmaması üzerine 2011 yılında aciz vesikası alındığı anlaşılmaktadır. Davacıların dava ve takibinden haberdar olan tasfiye kurulu üyelerinin ilama dayalı alacak hakkında TTK’nın 445/2.maddesi uyarınca da bir işlem yapmadıkları ve 30.06.2004 tarihinden sonra genel kurulu da toplantıya çağırmadıkları anlaşıldığından zarardan sorumlu tutulmaları kural olarak doğrudur. Ancak, bu tür bir zarardan, zararın oluştuğu tarihte görevde olan tasfiye kurulunun sorumlu tutulması gerekeceğinden davacıların zararının oluştuğu tarihin belirlenmesi gerekir. Takip konusu alacak ilama dayalı olduğundan, ilama dayalı takibin kesinleşmesinden önce istifa eden tasfiye kurulu üyelerinin sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece davalıların görev dönemlerinin ve zararın oluştuğu tarihlerin belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken ilk tasfiye kurulu üyelerinin zarardan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, davalılardan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.