Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/9328 E. 2014/948 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9328
KARAR NO : 2014/948
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİHİ : 21/03/2013

NUMARASI : 2012/285-2013/84

Taraflar arasındaki tazminat ve ihraç kararının iptali davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davada karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı temsilcileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin Adana Kanalüstü Bağlar … ada,… parsel sayılı B Blok 53 ve 55 numaralı bağımsız bölümleri dava dışı A.. Tic. Ltd. Şti’nden satın aldığını ve bütün borçlarını ödendiğini, buna rağmen dava dışı şirketten söz konusu inşaatı satın alan davalı kooperatifin ortak giderleri için müvekkiline yeni ödemeler çıkardığını ve müvekkilini kooperatif üyesi olarak kabul etmeme yoluna gittiğini, bunun üzerine üyeliğin tespiti istemiyle açtıkları davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, ancak davalı kooperatifin müvekkiline fahiş borç ihtarı gönderdiğini ve yokluğunda tasfiyeye gidilmeye çalışıldığını ileri sürerek, davalı kooperatifin tasfiyesinin durdurulmasını, tasfiye kurulunun 2009/1 sayılı kararının müvekkilinin üyeliğe kabulü dışındaki kısımlarının iptalini; birleşen davada ise, davalı kooperatif tasfiye kurulunun 18.06.2009 tarih ve 2009/2 sayılı müvekkilinin üyelikten ihracına ilişkin kararının iptalini talep ve dava etmiş, asıl davada ıslah yoluyla, daire verilmemesi halinde talebini tazminata çevirdiğini belirterek, 124.874,22 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif temsilcileri, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, yönetim kurulunun 2009/1 sayılı kararı ile ortaya çıkan 2 numaralı kararı ile, davacının eksik aidat veya inşaat maliyet bedeli var ise bunu ödemesi halinde kendisine daire tahsis edilmesinin kararlaştırıldığı, bu uyarı ve kararın kooperatiflerin kuruluş amacına ve eşitlik ilkesine uygun olduğundan iptalinin gerekmediği, 3 numaralı karar ile davacının ödeme yapmaması halinde ihraç edileceği hususunda uyarıldığı, bu kararın ihraç işleminin ön hazırlığı olduğu ve ihracın gerçekleşmesi halinde bunun iptalinin talep edileceği, erken açılmış dava bulunduğu gerekçeleriyle asıl davanın reddine, davacının ihraç kararının yasanın aradığı iki ayrı ihtar işlemi yapılmadan tek bir ihtar ile gerçekleştirilmesi nedeni ile birleşen davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 13.03.2012 tarih ve 2011/1791 E, 2012/1925 K sayılı ilamıyla, davacı asıl davadaki talebini ıslah yolu ile tazminata çevirmiş bulunduğundan, mahkemece bu talebine değer verilerek ilk olarak davacıya tahsis edilebilecek uygun bir konut olup olmadığının araştırılması, eğer davacıya verilebilecek konut yoksa o zaman, davacı yararına tazminata hükmedilmesi ve davacının kooperatife borcu bulunup bulunmadığına ilişkin bilirkişi kök raporu ile ek raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği belirtilerek asıl dava yönünden bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada alınan ek bilirkişi raporuna göre, birleşen dava yönünden verilen ilk karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava yönünden; davalı kooperatifin tüm bağımsız bölümleri hak sahiplerine tahsis edildiğinden, davacıya verilecek konut bulunmadığı, bozma ilamında belirtilen beş aşamalı formül esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davacıya toplam 124.847,22 TL tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna varılarak, asıl davanın kabulü ile 124.847,22 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, asıl davada davalı kooperatif temsilcileri temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalı kooperaitif temsilcilerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Asıl dava, kendisine konut tahsis edilmeyen ortağın tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, ilamda açıklanan 5 aşamalı formüle göre davacının alabileceği tazminat miktarı hesaplanmış ise de formülün 2. ve 4. aşamalarında ifade edilen, eksik ödeme yapan davacının ödentileri ile normal ödemelerini gerçekleştiren bir üyenin ödemelerinin Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamlarına göre güncellenmiş değerleri ilgili olarak, hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli değildir.

6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesi “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 282. maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği yönündeki hüküm, HMK’nın 281. madde hükmü karşısında hakim bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişi incelemesine karar verildikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, somut uyuşmazlık, çözümünde bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.

Davalı vekilince, 01.02.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, ödemelerin güncelleştirilmesine ilişkin hesaba dair itirazlar ileri sürülmüş ise de mahkemece, bu konuda yeni bir ek rapor alınmadan, teknik nitelikteki ve hesaba yönelik bu yöndeki itirazları gerekçeli kararda cevaplamak suretiyle hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece, bilirkişi kurulundan davacının ve normal üyenin ödemelerinin ne şekilde ve hangi oranlar üzerinden güncelleştirildiğine ilişkin dayanakları da eklenmek suretiyle, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve davalının itirazlarını cevaplar nitelikte yeni bir ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı kooperatif temsilcilerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.