Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/9058 E. 2014/172 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9058
KARAR NO : 2014/172
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2012
NUMARASI : 2011/166-2012/281

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen rehnin kaldırılması ve sıra cetveline itiraz davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı H.. G..’ten olan alacağının tahsili için başlatılan icra takibinde, davalının eşinin borca kefil olması nedeniyle, dava dışı eşine ait aracın satıldığını, paranın paylaşımı için düzenlenen sıra cetvelinde, davalı H.. T..’ın araç üzerinde 10.000,00 TL’lik rehin hakkı bulunması nedeniyle satış bedelinden öncelikle rehin alacağının ödenmesine karar verildiğini, ancak davalı H.. G..’in araç üzerindeki rehinden kaynaklanan borcunun tamamını davalı H.. T..’a ödediğini ileri sürerek, rehnin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı H.. T.. vekili, müvekkilinin satışa konu aracı davalı H.. G..’e sattığını, ancak aracın davalı H.. G..’in eşi adına tescil edildiğini, davalı H.. G..’in araç satışından doğan borcu ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı H.. G.. yargılamaya katılmamıştır.
Birleşen davada davacı vekili, davalının rehin sözleşmesinden doğan alacağını tahsil etmesine rağmen araç üzerindeki rehin kaydını kaldırmaması nedeniyle Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2006/14249 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, rehin alacağına satış bedelinden pay verildiğini, müvekkilinin ise sıra dışı kaldığını ileri sürerek, müvekkil alacağının davalı sırasına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre;davacının iddiasının davalıya hiç bir borç kalmadığı ve bu nedenle rehin sözleşmesinin ortadan kalktığı yolunda olması karşısında ödendiği halde senetlerin alınmadığı iddia ediliyor ise bu konuda davalı H.. T..’a yemin teklif edip etmeyecekleri hususunun davacı vekiline hatırlatıldığı, davacı vekilinin 11.04.2012 tarihli celsede, yemin teklif etmediklerini bildirdiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Birleşen dava, İİK’nın 142/1. maddesine dayalı olarak açılmış olup, davalı alacağının esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraza ilişkindir. Davalı alacağının esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olup, davalı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş belgeler ve usulüne uygun diğer belgelerle ispatlamalıdır. Dairemizin 21.03.2013 tarih ve 615 E, 1738 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, HMK’nın 225. (HUMK’nın 345.) maddesi uyarınca yeminin konusu kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar olduğundan, yemin delilinin sadece temel ilişkinin tarafları hakkında söz konusu olabileceğinden ve bu tür davalarda, davanın tarafları arasında hukuki ilişki bulunmadığından, yemin deliline dayanılması da mümkün değildir.
Mahkemece, ödeme sebebiyle rehnin kaldırılması istemine ilişkin asıl davanın hükümde yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, sıra cetveline itiraza ilişkin birleşen davada ispat yükünün davacıya yükletilmesi ve yemin teklif etmediği gerekçesine dayanılması isabetli olmamıştır. Mahkemece, birleşen davanın, ispat yükü kendisine düşen davalının, Mudanya Noterliği’nin 14.06.2004 tarih 5420 yevmiye numaralı rehin sözleşmesi ile alacağının varlığını kanıtladığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, aynı sonuca yazılı gerekçe ile varılması doğru olmamış ise de, birleşen dava yönünden sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK’nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, asıl dava yönünden ise hüküm yerinde yazılı gerekçelerle, birleşen dava yönünden hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzetme yolu açık olmak üzere 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.