Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8795 E. 2014/1371 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8795
KARAR NO : 2014/1371
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2011/361-2013/290

Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün birleşen davada davalı vekilince duruşmasız, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Av. S.. Ö.. ile asıl davada davacı-birleşen davada davalı ve birleşen davada davalı vekilleri Av. N.. Y..’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı arsa sahibi M. Y..ve dava dışı diğer arsa sahibi Ş.. G.. arasında 10.05.2006 tarihinde “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Daire Karışlığı İnşaat Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmede bağımsız bölümlerin ne şekilde dağıtılacağının, hangi bağımsız bölümün kime ait olacağının kararlaştırıldığını, arsa sahiplerinin talebi üzerine proje değişikliği yapılıp her katta 8 daire ve zemin katta bir ilave dükkan olmak üzere toplam 5 dükkan yapılarak inşaatın tamamlandığını, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca ilave yapılan dükkanın ½ hissesinin müvekkiline ait olacağının kararlaştırıldığını, inşaat sırasında Adalet Bakanlığı adına Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca binanın İstinaf Mahkemesi olarak kiralanması hususunda 11.11.2008 tarihinde kiralama teklifinde bulunulduğunu, bu nedenle gerekli düzenlemelerin yapılması için iki yıla yakın bir süre beklenildiğini, en son Adalet Bakanlığı’na 15.06.2011 tarihine kadar süre verildiğini, ancak Bakanlığın kiralama işinden vazgeçmesi üzerine müvekkilinin inşaatın eksikliklerini tamamlayıp 26.04.2011 tarihinde yapı kullanma izin belgesini aldığını, arsa sahiplerine isabet eden bölümlerin ise daha önceden fiilen teslim edildiğini, dava konusu edilen 1, 2, 3, 4 nolu bağımsız bölümler ile ilave dükkan olarak yapılan 47 nolu bağımsız bölümün ½ hissesinden yarısı olan ¼ hissenin dava dışı diğer arsa sahibi Ş.. G.. tarafından müvekkiline devredileceğinin taahhüt edildiği için dava konusu yapılmadığını, ancak davalı M. . Y..’ın müvekkiline ¼ hisse devri yapmadığını ileri sürerek, dava konusu 1, 2, 3, 4 nolu bağımsız bölümlerin ve 47 nolu bağımsız bölümün ¼ hissesinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı M. .Y.. vekili, müvekkili ve diğer arsa sahibi dava dışı Ş.. G.. ile davacı yüklenici arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı yüklenicinin üzerine düşen edimini tam olarak yerine getirmediğini, anlaşmaya aykırı olarak 45 nolu bağımsız bölümü sattığını, müvekkilinin itirazı üzerine dava konusu 1, 2, 3, 4 nolu bağımsız bölümleri teminat olarak bıraktığını, davacı tüm edimlerini yerine getirdiği takdirde tapu iptali ve tescil talep edebileceğini, binadaki eksik ve kusurlu işler ile kira alacağı için yüklenici firma hakkında tazminat davası açtıklarını, davanın halen derdest olduğunu, ayrıca davacının talep ettiği 47 nolu dükkanın halen bina girişi olarak kullanıldığını, bina zemininde 4 dükkan bulunduğunu, binanın İstinaf Mahkemesi olarak kullanılması hususunda müvekkilinin bir talebi olmadığını, bu durumun davacı yüklenicinin tasarrufu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Arsa sahibi M. . Y.. vekili tarafından davalı şirket ve davalı M.. A.. hakkında açılan tazminat davasının Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 02.11.2011 gün, 2011/371 E., 2011/471 K. sayılı ilamı ile asıl dosyayla birleştirilmesine karar verilmiştir. Bu dosyada arsa sahibi vekili binanın geç teslimi nedeni ile kira kaybı ve eksik, kusurlu işler bedeli olarak toplam 170.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, yüklenici şirket ve M.. A.. vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu, ek raporu ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici firma tarafından inşaatın tamamlandığı, arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin teslim edildiği, yapı kullanma izin belgesinin 26.04.2011 tarihinde alındığı, dava konusu 1, 2, 3, 4 nolu bağımsız bölümlerin yüklenici firma adına tescil koşullarının oluştuğu, taraflar arasında adi yazılı şekilde “Anlaşmadır” başlıklı 26.05.2009 tarihli belgede yapı kullanma izin alma tarihinin 30.10.2009 tarihine ertelendiği, dava konusu binanın Adalet Bakanlığı’nca kiralanması işleminin onayı için 15.06.2010 tarihine kadar beklendiği, daha sonra Bakanlıkça kiralama işleminden vazgeçildiği, bu nedenle 15.06.2010 tarihinden itibaren gecikme süresinin yeniden başladığı ve 6 aylık maktu kira tazminatının arsa sahibi tarafından talep edilebileceğinin anlaşıldığı, 47 nolu bağımsız bölümlerin dükkan olarak projelendirilmesine rağmen fiilen bina girişi olarak kullanıldığı, bağmısız bölümün proje tadilatı ile bina girişi olarak düzenlenmesinin bağımsız bölüm maliklerinin muvafakati ile sağlanabileceği, fiili durumun tarafların iradelerine, sözleşme ve anlaşma başlıklı 26.05.2009 tarihli protokolün 1. maddesine uygun olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile dava konusu 1, 2, 3, 4 nolu bağımsız bölümlerin tamamı ile 47 nolu bağımsız bölümün ¼ hissesinin davalı arsa sahibi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı yüklenici firma adına tesciline, beyanlar hanesine 47 nolu bağımsız bölümün bina girişi olarak kullanıldığının tesciline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL gecikme tazminatının yüklenici firmadan tahsiline, birleşen davanın davalı M.. A.. yönünden husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı… İnş. Tic. Ltd. Şti. ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı M. .Y.. vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici … Ltd. Şti.’nin tüm, asıl davada davalı-birleşen davada davacı arsa sahibi M. .Y… vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında akdedilen 10.05.2006 tarihli 16275 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 4. maddesinde; sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içinde inşaatın yapı kullanma izin belgesi alınmış olarak arsa sahiplerine teslim edileceği öngörülmüştür. Ayrıca taraflar arasında adi yazılı şekilde 26.05.2009 tarihinde imzalanan “Anlaşmadır” başlıklı belgenin 4. maddesinde yapı kullanma izin belgesinin 30.10.2009 tarihinde alınacağı belirtilmiş olmasına rağmen, bu belgenin 26.04.2011 tarihinde alındığı, bu tarihe kadar kira tazminatı yönünden yüklenici aleyhine temerrüt oluştuğunun kabulü gerekir. 10.05.2006 tarihli sözleşmenin 15. maddesinde ise inşaatın teslim süresinin gecikmesi halinde mal sahiplerinden herbirine her ay için 5.000,00 TL ödeme yapılacağı, gecikmenin 6 ayı geçmesi halinde arsa sahiplerinin akdi fesih edebileceğinin hüküm altına alındığı, buna göre gecikilen 6 aylık süreden sonrada arsa sahiplerinin sözleşmeyi fesh etmediği sürece devam eden gecikme için de rayiç kira badeli üzerinden kira tazminatı talep etme haklarının bulunduğunun gözetilmemesi doğru görülmediği gibi, ayrıca 10.05.2006 tarihli sözleşmenin sonuç bölümünde birleşen davanın davalısı M.. A..’ın sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı gözetilerek, sözleşme hükümlerinden sorumlu olduğu düşünülmeden aksi düşüncelerle, bu davalı yönünden birleştirilen davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi ve yine asıl davayla ilgili kurulan hükümde birlikte ifa kuralına göre karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici şirket vekilinin tüm, asıl davada davalı-birleşen davanın davada davacı arsa sahibi M. .Y.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı arsa sahibi M. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınmasına, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinden alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınarak asıl davada davalı-birleşen davada davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.