Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8650 E. 2014/1526 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8650
KARAR NO : 2014/1526
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2011/469-2013/274

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. N.. B.. ile davalı vekili Av. B.. U..’un gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, arsa sahibi müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bina yapımı için 07.10.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkillerinin edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının halen inşaat faaliyetine başlamadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshine, imar değişikliğinden kaynaklı 5.000,00 TL zararın ve sözleşmeye göre ödenmesi gereken kira bedeli olarak 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılardan M.. I..’ın sözleşmeye taraf olmadığından bu davada aktif husumet ehliyetine sahip olmadığını, müvekkilinin inşaatın yapımı için belediyeye başvurduğunu, davacılara ait taşınmaza komşu 10 no’lu parsel sayılı taşınmaz üzerinde tescilli eser bulunduğundan başvurunun onay için İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na gönderildiğini ancak projeye onay verilmediğini, bu kararın iptali için taşınmazın önceki maliklerinden olan H. Ç. tarafından idare mahkemesine açılan iptal davasının aleyhe sonuçlandığını, objektif imkansızlık nedeniyle sözleşmenin ifasının mümkün olmamasında müvekkilinin kusuru olmadığını, müvekkilinin de mağdur olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların maliki olduğu 11 parsel sayılı taşınmaza komşu 10 parsel sayılı taşınmaz hakkında Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 12.02.1972 tarihli kararının bulunduğu, 11 parselde yer alan komşu parsel şerhi uygulama projesinin değerlendirilmesine ilişkin İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 29.09.2006 tarihli kararı bağlamında kültür varlığının bulunduğu 10 parsel tarafında saçak kotu 9.50’de kalacak şekilde istenilen kademeli tasarımın gerçekleştirilmemesi nedeniyle sunulan projenin uygun olmadığına ve ilgili karar kapsamında hazırlanacak alternatif projenin sunulması gerektiğine karar verildiği, dava konusu yerin hem sözleşme hem dava tarihi itibariyle imar durumunun aynı olduğu, kurul kararı ve sözleşmedeki paylar karşılaştırıldığında paylaşımın gerçekleştirilme imkanının kalmadığı ve objektif ifa imkansızlığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve alacak istemine ilişkindir. Dava konusu sözleşmede dava dışı H. Ç. ve tapuda hisse sahibi A. B. ( B. )’nun da taraf olduğu görülmüştür. Türk Medeni Kanunu’nun 692. maddesine göre, paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oybirliğiyle aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Her ne kadar dava dışı H. Ç. tapudaki hissesini 04.01.2011’de davacı M.. I..’a satış suretiyle devretmiş ise de sözleşmeden kaynaklanan hak ve borçlarını anılan davacıya temlik ettiğine dair dosyada bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Bu nedenle davada sözleşmenin feshi istenilmiş olmakla çekişme konusu taşınmazla ilgili olarak yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan tüm paydaş ve tarafların mevcut davada yer alması zorunlu bulunmaktadır. O halde, mahkemece, yapılması gereken iş, diğer paydaşların da zorunlu dava arkadaşı olarak davaya muvafakatlerinin alınması, muvafakat etmedikleri takdirde, işbu dava ile birlikte birleştirilmek üzere bu kişiler hakkında dava açması için davacı tarafa süre verilmesi, böylece tüm tarafların davada yer alması sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesinden ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik taraf teşkili ile davanın esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, dosya kapsamından davacı N. T. Yunanistan Devleti vatandaşı olduğu anlaşıldığından, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun 48. ve HMK’nın 115/ğ hükmü gereğince teminat yatırması gerekip gerekmediği hususunun değerlendirilmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.