Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8639 E. 2014/706 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8639
KARAR NO : 2014/706
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2013
NUMARASI : 2013/91-2013/225

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında aktedilmiş hizmet sözleşmesi kapsamında çalışan dava dışı işçi H. D..’a ilama dayalı icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan miktarın davalının yükümlülüğünde olduğunu ileri sürerek, müvekkilince ödenen 22.394,07 TL işçi alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, 4857 sayılı İş Kanunu ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu gereğince, iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklarda İş Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin görevli mahkemenin genel (asliye hukuk) mahkeme olduğu yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca dava dışı işçiye ödenen işçi alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.” hükmünü haiz olup, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmaması ve davanın taraflar arasındaki 01.03.2000 tarihli hizmet sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle, uygulama yeri olmayan 4857 sayılı İş Kanunu ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu dayanak yapılarak, iş mahkemelerinin görevli olduğunun kabulü ile, sonuca ulaşılması doğru olmamıştır.
6102 sayılı TTK nın 4/1. maddesi gereğince her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Yasa’nın 5/1. maddesine göre asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesi uyarınca asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanması gerekir. Dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hizmet alım sözleşmesi uyarınca dava dışı işçiye ödenen işçi alacaklarının tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle ticari davadır ve asliye ticaret mahkemesi görevlidir.
Bu durumda, mahkemece, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddelerindeki hükümler doğrultusunda asliye ticaret mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK’nın göreve ilişkin 1 ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında “Mahkememizin görevsizliğine” ibarelerine yer verilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.