Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8469 E. 2014/1935 K. 14.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8469
KARAR NO : 2014/1935
KARAR TARİHİ : 14.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2013
NUMARASI : 2012/628-2013/155

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri olan davalıların, kooperatife ait inşaat yapı elemanlarını kooperatife eksik teslim ettiklerini, söz konusu elemanların satılmış gibi gösterildiğini ancak gerçekte davalı H.. Ç..’ın ortak olduğu şirketin şantiyesinde görüldüklerini, bu eksikliklerle ilgili herhangi bir kayıt ve belge bulunmadığını ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL tazminatın reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş; yargılama aşamasında talebini ıslah ederek 9.019,55 TL ‘ye yükseltmiştir.
Davalı H.. Ç.. vekili, yargılamaya konu yapı elemanlarının gazete ilanıyla satıldığını, satış parasının alıcı tarafından kooperatif hesabına yatırıldığını, iddiaların doğru olmadığını, ıslahla talep edilen miktarın zamanaşımına uğramış olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı M.. A.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı Ş.. G.., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın Dairemizce esasa ilişkin nedenlerle bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; davacının davasını takip etmemesi nedeniyle 19.12.2013 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve üç aylık süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle, HMK’nın 150/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kooperatifin eski yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmünü; yine tebliğ tarihinde yürürlükte olan
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31/1-(a) bendinde ”Tebliğ memuru; muhatap veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları hali gerçekleştiği takdirde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti Veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder. Tebliğ memuru, ek-1’de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı vekiline duruşma günü ile ilgili tebligat, 7201 sayılı Kanun’un 21/1. maddesine göre tebliğ edilmeye çalışılmış ve Yönetmeliğin 30/1. maddesi uyarınca komşuya Yasemin Albasmaz’dan davacının bulunmama nedeni sorulmuş ve belirlenmiş, tebliğ evrakı mahalle muhtarına teslim edilmiş ise de, tebliğ belgesinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesi için anılan komşuya, varsa yönetici veya kapıcıya da haber verildiğine ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği gibi, adreste kapıcı ya da yöneticinin bulunmadığına ilişkin bir açıklamaya da yer verilmemiş olduğundan tebliğ usulsüz olmuştur. Mahkemece, ”davacının usulüne uygun şekilde davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olması” koşulunun gerçekleşmediği gözetilmeden, anılan usulsüz tebligata dayalı olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına, daha sonra da yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, 18.07.2003 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 04.11.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
2- Kabule göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık Kooperatifler Kanunu’nun uygulanmasından kaynaklanmakta olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca bu tür davalarda basit muhakeme usulü uygulanmaktadır. HMK’nın 322/1. maddesi yollaması ile HMK’nın 150/5. maddesi hükmü yasal dayanak olarak gösterilmesi gerekirken, yasal dayanağın HMK’nın 150/son madde hükmü olarak belirtilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.