Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8406 E. 2014/1192 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8406
KARAR NO : 2014/1192
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2011/439-2013/276

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. O. B.. gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacılar vekili, müvekkilleri ile dava dışı yüklenici H.. K.. ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkiline verilmesi gereken bağımsız bölümlerin tapularının devredilmemesi nedeniyle Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2006/343 esas sayılı dava dosyası ile yapılan yargılama sonunda yüklenici adına kayıtlı 19 parsel sayılı taşınmazdaki 4/16 hissesinin tapu iptal ve tesciline karar verildiğini ancak yüklenicinin bu hissenin 1/16’sını 13/12/2007 tarihinde davalı -A.. A..’a, 1/16’sını 10/01/2008 tarihinde davalı -C.. Y..’a, 1/8 hissesini 25/09/2008 tarihinde davalı-B.. T..’a satması nedeniyle üçüncü kişi konumundaki bu kişilere devredilen paylar yönünden hükmen tescil işleminin gerçekleştirilemediğini, Yargıtay onama ilamında yüklenicinin üçüncü kişilere devrini yaptığı tapu payları ile ilgili ayrıca dava açılabileceği hususuna işaret edilmekle eldeki açılması zorunluluğu doğduğunu ileri sürülerek; dava konusu İstanbul İli, Esenler İlçesi, … Mahallesi, … Ada:1056, Parsel:19 sayılı taşınmazın davalı A.. A.. adına kayıtlı 1/16 hissesinin, davalı C.. Y.. adına kayıtlı 1/16 hissesinin iptali ve davalı B.. T.. adına kayıtlı 1/8 hissesinin iptali ile müvekkilleri adlarına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı B.. T.. vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazdaki hisseyi 25/09/2008 tarihinde dava dışı H. K..’tan alacağına karşılık satın aldığı ve iyiniyetli olduğunu savunarak , davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, davacılar ile müvekkilleri arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamına göre; davacıların dava konusu 519 parsel sayılı taşınmazdaki 208/9520 payını dava dışı yüklenici ile yaptıkları arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye devrettikleri, diğer dava dışı arsa paydaşlarına ait hisselerin de dava dışı yüklenici tarafından iktisap edildiği, daha sonra sözleşme konusu 519 parselin imar uygulamasına tabi tutulduğu; imar uygulamasında dava dışı-yüklenicinin 15.11.1994 tarihinde iktisabını müteakiben davacılardan iktisap edilen 208/9520 ile birlikte tevhiden 374/9520 payının düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak kalan 196,91 m² için H. K.. adına 20 sayılı parsel, 24.02.1994 tarihinde iktisap ettiği 104/9520 pay ile 21/06/1994 tarihinde iktisap ettiği 104/9520 payın düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak kalan 192,09 m² için yüklenici H. K.. adına 19 no’lu parsel olarak kaydedildiği, bu nedenle 519 parselin ifrazı ile oluşan 19 parsel için dava dışı- yüklenicinin davacılardan gelen pay nedeni ile kazanımı bulunmadığından, davacıların 19 parsele yönelik olarak ne dava dışı yükleniciye karşı, ne de yükleniciden pay iktisap eden üçüncü kişi konumundaki davalılara karşı mülkiyet iddiasında bulunamayacakları gerekçesiyle, davanın HMK’ nın 114. maddesi (d) bendi gereğince aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacı paydaş arsa sahipleri ile dava dışı yüklenici arasında düzenlenen 18.05.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin halen ayakta ve geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Mevcut davada bu sözleşmeye dayalı olarak davacılara isabet etmesi gereken bağımsız bölümlere ilişkin payların tescili istenmiş olup, sözleşmeden dönülerek yükleniciye daha önce devredilen payın tamamının iadesine yönelik herhangi bir talep bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacılara ait payların söz konusu parselin ifrazı sırasında hangi parsele gittiğinin bu dava açısından önemi yoktur. Nitekim, Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/343 E., 2009/220 K. sayılı ilamda da aynı yönde değerlendirme yapılarak 4/16 payın davacılar adına tesciline karar verilmiş ve karar Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir.
Bu durumda, davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunduğu dikkate alınarak işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.