Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8279 E. 2014/368 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8279
KARAR NO : 2014/368
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2012
NUMARASI : 2003/1725-2012/236
ASIL VE BİR. DAVALARDA

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davalarda davacı vekili Av. Y.. D.. gelmiş, davalı O.. U.. adına çıkarılan tebligatın bila tebliğ edildiği görüldüğünden ve asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin duruşma talebinden vazgeçmesi üzerine incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, müvekkilinin davalılardan kooperatifin ortağı olduğunu, tüm edimlerini yerine getirdiğini, 05.05.1996 tarihli kurada A-1 Blok 1. Kat 5 Numaralı dairenin davacı adına isabet ettiğini, bu duruma rağmen, kooperatiften ihraç edilen Z. O.isimli kişinin yerine ortaklığa kabul edilen birleşen davada davalı K.. Ö..’e, A-1 Blok 2. Kat 10 Numaralı daire tahsis edilmesi gerekirken, davacı adına kurada isabet eden dairenin tahsis edildiğini, henüz kat irtifakının tesis edilmediğini bu nedenle maliklerinin de davalı gösterildiğini ileri sürerek, A-1 Blok 1. Kat 5 Numaralı dairenin davacıya ait olduğunun tespiti ile tapuda kayıt ve tesciline, mümkün olmaması halinde 15.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan kooperatif davaya cevap vermemiş, birleşen davada davalılar E. S., B. N. ve G.. M.. vekili, davanın reddini istemiş, diğer birleşen davada davalı K.. Ö.. vekili, kooperatif ve arsa sahipleri aleyhine açılan davada A-1 Blok 1. Kat. 5 Numaralı dairenin müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiş, diğer davalılar davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; birleşen davada davalı K.. Ö..’ün açtığı davada davaya konu dairenin davalılardan K.. Ö..’e ait olduğunun tespitine karar verildiği, kooperatif yönetim kurulu kararı ile davaya konu dairenin davalı Kadir’e tahsis edilmesi nedeniyle arsa sahipleri aleyhine açılan davanın reddi gerektiği ve davacının kooperatife yaptığı ödeme karşılığının 16.809,88 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL’nin davalılardan kooperatiften temerrüt faiziyle tahsiline, diğer davaların ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşe davalar, kooperatif ortaklığına dayalı olarak davacı adına kur’ada isabet eden bağımsız bölümün, davacıya aidiyetinin tespiti, tapuda tescili, mümkün olmaması halinde bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının davalılardan kooperatifin ortağı olduğu, 05.05.1996 tarihli kur’ada davacı adına davaya konu edilen A-1 Blok 1. Kat 5 numaralı dairenin davacıya, ortaklıktan ihraç edilen dava dışı Z. O. ise A-1 Blok 1. Kat. 10 numaralı bağımsız bölümün isabet ettiği, bu kişi yerine birleşen davada davalı K.. Ö..’ün ortaklığa kabul edildiği, K.. Ö..’ün ortaklığa kabulüne ilişkin 21.08.1997 tarihli yönetim kurulu kararında, Z. O.yerine ortaklığa kabul edildiği vurgulandıktan sonra, A-1 Blok 1. Kat 10 numaralı bağımsız bölüm tahsis edilecek iken, davaya konu edilen A-1 Blok 1. Kat 5 numaralı bağımsız bölümün tahsis edildiği, birleşen davada davalı olan K.. Ö..’ün arsa sahipleri ve kooperatif aleyhine açtığı davada A-1 Blok 1. Kat 5 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptali ile K.. Ö.. adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kooperatifler hukukunda ortakların hak ve borçlarına karar vermekle yetkili organ genel kuruldur. Yönetim kurulu genel kurulun bu yetkisini kullanamaz. Somut olayda, genel kurul mahiyetinde olan 05.05.1996 tarihli kur’ada A-1 Blok 1. Kat 5 numaralı bağımsız bölümün davacıya, davada taraf olmayan Z. O. ise A-1 Blok 1. Kat 10 numaralı bağımsız bölümün isabet ettiği sabittir. Davalı kooperatif yönetim kurulunun, yetkisini aşarak, kurada davacı R.. L.. adına isabet eden A-1 Blok 1. Kat. 5 numaralı yeri K.. Ö..’e tahsis etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunun kabulü gerekir.
HUMK’nın 237/2. maddesi hükmü uyarınca kesin hüküm olgusunun varlığı için tarafların, dava konusu ve dayanılan nedenlerin aynı olması gerekir. Bu nedenle birleşen dosya davalısı K.. Ö..’ün arsa sahipleri aleyhine açtığı davada verilen karar davacı açısından kesin hüküm oluşturmayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, davalı K.. Ö.. lehine verilen kararın bu davada davacı R.. L.. bakımından kesin hüküm oluşturmayacağı, R.. L..’nin davaya konu edilen bağımsız bölüm bakımından öncelik hakkının olduğu, kat irtifakının tesis edilmediği, tapunun hala arsa sahipleri adına olduğu nazara alınarak, davaya konu A-1 Blok 1. Kat 5 numaralı bağımsız bölümün davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, tazminata karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın asıl ve birleşen davalarda davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.