Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8221 E. 2014/1538 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8221
KARAR NO : 2014/1538
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2010/571-2013/394

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilleri ile davalı arsa sahibi arasında düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin haklı sebeple sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, davalı arsa sahibi aleyhine Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/503 Esas sayılı dosyasında arsa sahibine ödenmiş olan 300.000 EURO paranın iadesi, 50.000,00 TL manevi tazminat ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 1.000,00 TL kâr mahrumiyetinin tahsili yönünde dava açtıklarını, mahkemece, 18.03.2010 tarihli kararla davanın kabulüne karar verildiğini, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin anılan kararla kabul ve tespit edildiğini, fesih sebebiyle müvekkilinin maddi zararı ve mahrum kaldığı kâr bulunduğunu ileri sürerek, 560.000,00 TL kâr mahrumiyeti ve 103.861,00 TL maddi tazminatın sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin taraf iradelerinin sözleşmenin feshi konusunda birleşmediği, davalının kusurlu bulunduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesi ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararını bozduğu, anılan mahkemenin bozma ilamına uyarak asıl ve birleşen davanın reddine karar vermesi ve uyma kararı ile davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşması karşısında yerel mahkeme kararının kesinleşmesinin beklenilmediği, anılan bozma ilamı ve Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bozma ilamına uyarak verdiği 17.04.2013 tarihli kararı da gözetilerek işbu davanın reddine karar vermek gerektiği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sebebiyle maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Eser sözleşmelerinin bir türü olan “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri” uygulamadaki adıyla “Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri” bedel olarak taşınmaz mal mülkiyetinin geçirimi borcunu içerdiğinden TMK’nın 706, Borçlar Kanunu’nun 213, Noterlik Kanunu’nun 60 ve Tapu Kanunu’nun 26. maddeleri uyarınca resmi şekle bağlı tutulmuştur. Başka bir anlatımla, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliği, bu sözleşmelerin noterde “düzenleme” şeklinde yapılmasına bağlıdır. Dolayısıyla, bu sözleşmelerden dönmek isteyen tarafın, eğer karşı taraf dönmeyi kabul etmiyor ve karşı çıkıyorsa, hakimin kararına ihtiyacı vardır, yani mahkemede açacağı “sözleşmenin feshi” davası sonunda fesih (dönme) kararı ile sözleşmeden dönebilir. Mahkeme, önce fesih isteyenin haklı olup olmadığını tartışır; haklı ise feshe karar verir, aksi halde davayı reddederek sözleşmeyi yürürlükte tutar. Bir başka anlatımla, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır.
Davacı yükleniciler tarafından, taraflar arasındaki 20.11.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, Ankara 24. Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve 20132 yevmiye sayılı ihtarnamesiyle feshedilmiştir. Davacılar vekilince, yargılama aşamasında davalı arsa sahibinin dava dışı başka yüklenicilerle sözleşme imzaladığı ve tapu devirlerini yaptığı ileri sürülmüş olup, davalı vekilinin 19.06.2013 tarihli beyan dilekçesinde bu husus kabul edilmiştir. Davalı arsa sahibi tarafından başka yüklenicilerle sözleşme imzalanması durumunda, arsa sahibinin de sözleşmenin ayakta kalmasını istemediği ve fesih iradelerinin bu tarihte birleştiğinin kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece, davalı arsa sahibinin başka yüklenicilerle yapmış olduğu sözleşmeler istenip, gerekirse ilgili Tapu Müdürlüğü’den davalı arsa sahibi tarafından yapılan tapu devirlerine ilişkin tapu kayıtları ve akit tabloları getirtilip, arsa sahibinin fesih iradesinin oluştuğu tarih kesin olarak tespit edildikten sonra, bu tarih itibariyle tarafların fesih iradelerinin birleştiği gözetilerek, davacının dava konusu taleplerinin esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.