Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8197 E. 2014/1138 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8197
KARAR NO : 2014/1138
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2011/475-2013/214

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığından 09.09.2008 tarihinde istifa ettiğini, ortaklığı süresince 30.000,00 TL aidat ödediğini, istifasından sonra iki genel kurul daha yapılmasına rağmen çıkma payı alacağının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL çıkma payı alacağının muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, istifa dilekçesinin kayıtlarında bulunmadığını, bunun noterden yapıldığına ilişkin belgenin ibrazı gerektiğini, her üyenin 160.000,00 TL civarında aidat ödediği halde davacının yaptığı ödemelerin 2004 yılı ile sınırlı kaldığını, çıkma payının muaccel olmadığı, muaccel olsa da sebepsiz zenginleşme nedeniyle zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının kooperatif üyeliğinden istifasını Sincan 5. Noterliği’nin 12 Eylül 2008 tarih ve 11365 yevmiye nolu ihtarnamesiyle 23.09.2008 tarihinde davalıya tebliğ ettirdiği, davacının toplam 24.250,00 TL aidat ödediği, son ödemenin 31.12.2004 tarihinde yapıldığı, bu tarihten sonraki genel kurullara davacının çağrılmadığı ve fiilen ortak olarak kabul edilmediği, hazirun cetvellerinde isminin yer almadığından ortaklıktan ayrılması nedeniyle boş ortaklık oluşması ve yerine yeni ortak alınması söz konusu olamayacağından, çıkma payı hesabında genel gider payının düşülmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 20.000,00 TL çıkma payı alacağının 20.07.2011’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmitir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve tip anasözleşmenin 15/1. maddesi gereğince, devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosunun genel kurulca kabulünden bir ay sonra muaccel olur. Davacıya iadesi gereken meblağ, ödediği aidatların toplamı kadar olmayıp, yapılan toplam ödemeden ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden kısımlarından sonra bakiyesidir. Bu yasal düzenlemeye uyulmaması diğer ortaklar aleyhine sonuç doğurduğu gibi, davacı açısından nedensiz zenginleşmeye yol açacağı kuşkusuzdur. Yatırılan aidatlardan genel gider payının düşülmesi yasa hükmü gereği olup, bundan vazgeçilmesi ancak genel kurul tarafından aksinin karar altına alınması ya da kooperatifin ortaklığı sona erenlerden genel gider payı alınmaması yönünde bir uygulamasının daha önce oluşmuş olması şartına bağlıdır.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının zaten 2004 yılı sonrasında hazirun cetvellerinde ismine yer verilmediği, ortak olarak benimsenmediği, ortaklıktan ayrılması nedeniyle boş ortaklık oluşması ve yerine yeni ortak alınmasının söz konusu olmadığı için genel giderler payı düşülmeden çıkma payı belirlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, davacının ödediği aidat miktarından genel giderlerden davacıya isabet miktar düşüldükten sonra çıkma payını geri alabileceği gözetilerek, buna ilişkin konusunda uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.