Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/8135 E. 2014/736 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8135
KARAR NO : 2014/736
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2012/339-2013/255

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif üyesi olduğunu, aidat ve sair ödemelerini yapmadığı için hakkında Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2011/5858 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, ödeme emri tebliğinden sonra davalının icra dosyasına 3.630,00 TL’yi ödediğini ancak bakiyesine itiraz ettiğinden icra takibinin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalının %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının kooperatif hissesini 01/04/2009 tarihinde devralarak ortak olduğu, devir tarihinde devreden ortağın takip tarihi itibari ile ödenen 3.630,00 TL mahsup edildikten sonra 6.273,00 TL’nin borcunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının icra takibine itirazının iptaline, davalının asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, aidat alacağı ve işlemiş faizle ilgili başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun 7. maddesinde, temerrüt faizi, temerrüt faizinin üst sınırı ve yürürlüğü düzenlenmiştir.
Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. Kooperatif genel kurulunca, aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınmasına karar verilen temerrüt faizi, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilir.
Davaya konu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır. Dolayısıyla davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Belirtilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri karşısında, mahkeme kabul şekline göre takip tarihine kadar yıllık gecikme zammının aylık %5 ve %10 oranında uygulandığı, takip tarihinden sonrası için ise aylık %5 (yıllık %60) temerrüt faizine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.