Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7950 E. 2014/678 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7950
KARAR NO : 2014/678
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2011/431-2013/206

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. D.. E.. ile davacılar vekili Av. S.. K..’nun gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, arsa sahibi müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, buna göre müvekkillerine verilmesi gereken dükkan üstünde birinci kattaki bir dairenin ½ hissesi verilmediği gibi, dairenin tapusunun tamamının davalı adına tescil edilerek, sonrasında 3. kişiye satıldığını ileri sürerek, 7 nolu dairenin 1/2 hissesine isabet eden 8.000,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini ıslah ederek toplam 110.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede davacılara ait 5 numaralı parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaat yapılabilmesi için varsa tevhit olunması gereken parseller ile sözleşme yapıldıktan sonra arsalar temlik edilerek, oluşturulacak yeni parsel numaralı arsa üzerine ilgili belediyenin verdiği imar durumuna bağlı olarak tasdikli projeye ve teknik şartnamesine göre bir blok inşa edileceği, tevhitten sonra oluşan yeni parsel üzerinde ilgili belediyenin imar durumuna bağlı olarak inşaat yapılabileceği, tüm hisselerin %50’sinin yükleniciye ve %50’sinin de arsa sahiplerine ait olacağı, ayrıca yapılacak olan bloktaki daire sayısının belediyenin verdiği imar durumuna ve tevhit olunan parsel sayısına göre değişiklik göstereceği, imar durumunda her hangi bir eksi ya da artı değişiklik olması durumunda taraflara bu sözleşmede verilen hakların göz önünde tutularak değişikliklerden olumlu ya da olumsuz etkileneceğinin öngörüldüğünü, sözleşmenin imzalandığı tarih olan 07.01.2008’deki mevcut imar durumuna göre davacıların 176 m² olan parselinin 15.02.2008 tarihli imar planına göre 134 m² ye düştüğünü, terk ve tevhit öncesi davacıların maliki olduğu taşınmazın inşaat oturum alanı 100m² iken 70,50 m² olduğundan bağımsız bölüm sayısı olarak arsa sahipleri aleyhine yansıdığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, miktar ve geometrik olarak kat karşılığı inşaat yapımına uygun olmadığı anlaşılan 5 parsel ile bitişiğindeki 4 ve 6 parsellerin tevhit edilerek yeni 13 parsel sayılı arsanın oluşturulduğu, tevhit talebinin eser sözleşmesinden hemen sonra tasdik olunan 15.2.2008 tarihli imar planına göre yapıldığı, tevhit işleminden sonra yapımı öngörülen binanın toplam inşaat alanında bir küçülmeden söz edilse bile bağımsız bölüm sayısında bir değişiklik olmadığı, yasal terkler ve dolayısı ile bağımsız bölüm metre kareleri üzerinden gidilerek paylaşım hususunda yeniden bir değerlendirme yapılmasının teknik esaslara ve hak nesafet kurallarına uygun bulunmadığı ve 7 no’lu dairenin ½ hisse değerinin 110.000,00 TL olduğu, davalı tarafça tevhitli taşınmazın yasal terkler yapıldıktan sonra net arsa üzerinden imar durumunun verildiğinin bilinmesi ve mevcut verilere göre bir takım hesaplar yapılarak muhatapları ile buna göre mutabakat sağlanmasının bilinmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 110.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 8.000,00 TL’nin faiziyle tahsilini istemiş, 27.03.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle bu bedeli 102.000,00 TL artırarak talebini 110.000,00 TL’ye çıkartmıştır.
Somut olayda davalı davadan önce temerrüde düşürülmediğinden, mahkemece kabulüne karar verilen alacağın 8.000,00 TL’sine dava tarihinden, kalan kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, hükmedilen alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın HÜKÜM fıkrasının 1 no’lu bendinde yer alan ” 110.000,00 TL bedelin ” ibaresinden sonra gelen “ dava tarihinden ” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine ” 8.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 06.07.2011, 102.000,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 27.03.2013 tarihinden” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.