Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7902 E. 2014/689 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7902
KARAR NO : 2014/689
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2011/316-2013/236

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı N.. D.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlular A. T.. ve Ü.. T..’ın muvazaalı olarak davalı N.. D..’na senetle borçlandıklarını, borçluların ev ve işyerindeki menkullerine haciz koydurup satışının yaptırıldığını, amaçlarının davacının alacağını tahsile imkân vermemek olduğunu, haciz muvazaalı olduğundan hukuken korunmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, davalı N.. D..’nun Fethiye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8847 Esas sayılı dosyasındaki haczinin iptalini ve alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı N.. D.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı A. T.., davalı N.. D..’ndan aldığı borç karşılığı kendisine bono verdiğini, aldığı parayı da dükkan kirası ve diğer masraflara harcadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Ü.. T.., davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı A. T..’ın hisseli olarak restorant işlettiği, taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı, henüz davalılar hakkında herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmeksizin haklarında yapılan icra takibini aynı gün öğrenmeleri, aynı gün İcra Müdürlüğüne gelerek tüm yasal sürelerden feragat etmeleri ve haciz işleminin de aynı gün tatbik edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, takip dosyasındaki alacağın muvazaalı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalılar arasında devam eden Fethiye 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8847 Esas sayılı dosyasına esas teşkil eden 10.04.2010 keşide tarihli, 15.05.2010 vadeli 11.500,00 TL bedelli bonoya dayanan alacağın muvazaalı olduğunun tespitine, Fethiye 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8847 Esas sayılı dosya ile alacaklıya ödenmiş olan 5.750,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı N.. D.. vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı ( muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir.
Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklı üzerinde olup, davalı N.. D.. alacağının gerçek bir alacak olduğunu, birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır.
Somut olayda, davacının alacaklı olduğu Fethiye 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8897 Esas sayılı icra dosyasında 13.05.2010 tanzim, 24.06.2010 vade tarihli bonoya dayalı olarak 08.10.2010 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, 08.10.2010 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak 01.11.2010 ve 12.11.2010 tarihlerinde bedeli paylaşıma konu borçlu A.T..’a ait mallara haciz uygulandığı, ödeme emrinin 09.11.2010 tarihinde borçluya tebliğ edildiği; davalı N.. D..’nun alacaklı olduğu Fethiye 1.İcra Müdürlüğü’nün 2010/8847 Esas sayılı dosyasında ise, 07.10.2010 tarihinde 10.04.2010 tanzim, 15.05.2010 vade tarihli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 07.10.2010 tarihinde icra dosyasında borçlulara tebliğ edildiği, borçluların sürelerden feragati sebebiyle aynı gün borçlu A. T..’a ait bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerine haciz konulduğu anlaşılmıştır. Davalının takip dayanağı senedin tanzim ve vade tarihleri ile takip tarihi, davacının takip dayanağı senedin tanzim ve vade tarihi ile takip tarihinden daha önce olması sebebiyle muvazaalı muameleden söz edilemeyeceği, davacı alacağının davalı alacağından daha sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- Kabule göre, haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK’nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. Mahkemece bu hükme uygun olarak eda hükmü kurulması gerekirken, davanın niteliği ile bağdaşmayacak şekilde tahsil hükmü kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, HMK’nın 297/2. maddesi, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir. Mahkemece, bu hükme aykırı olarak gerekçede yer alan hususların hüküm fıkrasında tekrar edilmesi de doğru değildir.
Diğer yandan, pasif husumet ehliyeti bulunmayan borçlular Arzu ve Ü.. T..’ın da, tahsiline karar verilen alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı N.. D.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı N.. D.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.