Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7897 E. 2014/878 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7897
KARAR NO : 2014/878
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2012/493-2013/205

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, borçlu K. A..’ın müvekkiline 20.12.2007 tanzim, 25.03.2008 vade tarihli bono ile borçlandığı, borcun tahsili için Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/ 381 Esas sayılı dosyasında yapılan takibin kesinleştiğini, ancak Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/ 6159 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde davalıya birinci sırada pay ayrıldığını, oysa davalının alacağının geriye doğru muvazaalı olarak düzenlenmiş bonoya dayandığını, gerçek bir alacak olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile davalıya ayrılan birinci sıraya isabet eden miktarın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile takip borçlusu arasında bir akrabalık mevcut olmakla birlikte, yapılan işlemlerin muvazaalı olmadığını, müvekkilinin takip borçlusuna borç para verdiğini, bononun bunun için düzenlendiğini, alacağını teminat altına almak için takip ve haciz işlemleri yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın alacağının dayandığı bononun adi senet niteliğinde olup, her zaman düzenlenmesinin mümkün bulunduğu, bu senede dayalı yapılan icra takibinde APS ile ödeme emrinin tebliğ edildiği, her hangi bir itiraz olmadığı, davalının davacıdan daha önce takip yaptığı anlaşılmakta ise de, davacının dayandığı bononun tanzim tarihinin davalının dayandığı bononun tanzim tarihinden önce olduğu, davacının alacağı daha önceki tarihte doğduğu, davalı ve takip borçlusunun yakın akraba olduğu, bononun tanzim tarihi itibariyle alacaklının sanayide tamirci çırağı olarak çalıştığı, bu kabil bir borç alacak ilişkisine girecek mali durumunun olmadığı, bunun aksinin ispatlanmadığı, dava ve takip konusu bono davacının fiilinden doğmadığından yemin deliline başvurulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 04.12.2012 tarihli sıra cetvelinde davalıya ayrılan birinci sıranın Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/ 831 Esas sayılı dosyasında takip konusu olan asıl alacak ve ekleri ile sınırlı olarak iptali ile bu sıraya ayrılan paranın takip konusu asıl alacak ve ekleri miktarınca davacıya ödenmesine, artması halinde kalan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK’nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. Mahkemece, hüküm fıkrasının 1. bendinde geçen “Nevşehir 2. İcra Dairesinin 2009/6159 Esas sayılı takip dosyasında yapılan 04/12/2012 tarihli sıra cetvelinde davalıya ayrılan birinci sıranın Nevşehir 2. İcra Dairesinin 2011/ 831 esas sayılı dosyasında takip konusu olan asıl alacak ve ekleri ile sınırlı olarak iptali ile bu sıraya ayrılan paranın takip konusu asıl alacak ve ekleri miktarınca davacıya ödenmesine, artması halinde kalan kısmın davalıya ödenmesine,” ibareleri anılan hükme uygun olmadığı ve karşılamadığı gibi infazda tereddüt uyandıracak nitelikte olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın “HÜKÜM” bölümünün 1. bendindeki ” Davanın Kabulüne, Nevşehir 2. İcra Dairesi’nin 2009/6159 Esas sayılı dosyasında yapılan 04.12.2012 tarihli sıra cetvelinde” ibaresinden sonra gelen kısmın hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine “davalıya ayrılan payın hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan vekalet ücreti ile yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacının alacaklı olduğu Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/831 Esas sayılı dosyasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya verilmesine” yazılması sureti ile hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.