Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7814 E. 2014/1265 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7814
KARAR NO : 2014/1265
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2011
NUMARASI : 2007/269-2011/548

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 13.05.2013 gün ve 877 Esas, 3150 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 15.04.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği üstüne düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen, davalı tarafça müvekkilinin hakettiği bağımsız bölüm tapusunun verilmediğini ileri sürerek, 8 nolu dairenin tapu kaydının iptali ile tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.05.2013 tarih ve 877 Esas, 3150 Karar sayılı ilamıyla, Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/201 Esas, 244 Karar sayılı dosyasında arsa sahibi lehine alacak ve tazminat bedeline hükmedildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine bozulduğu ve halen davanın derdest olduğu, temyiz incelemesine konu mevcut kararda ise, anılan karar ile hüküm altına alınan alacak ve tazminatın davacı yüklenici tarafından davalı arsa sahibine ödenmesine karar verildiği, oysa, o mahkemenin kararı ile hüküm altına alınan miktarın icra yoluyla infaz edilebileceğinden bu hususun mahkeme kararına yazılmasına gerek bulunmadığı, kaldı ki bir mahkemenin kararı ile bir başka mahkemedeki henüz sonuçlanmadığı anlaşılan davadaki nizalı bedel hüküm altına alınmış gibi “ödenmesine” şeklinde karar verilmesinin yerinde olmadığı, mahkemece yapılması gereken işin, Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/201 Esas sayılı davasının sonucu beklenerek, kesinleştiğinde hüküm altına alınacak miktarın ödenmesi şartıyla birlikte ifaya karar verilmesinden ibaret olduğu, kabule göre de, davalının dava tarihi itibariyle 8 numaralı bağımsız bölümü devretmemekte haklı olduğu ve davanın açılmasına da sebebiyet vermediği anlaşıldığından, davalının harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1)Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2)Dairemizin 13.05.2013 tarih ve 877 Esas, 3150 Karar sayılı ilamında, öncesinde herhangi bir bozma kararı olmamasına rağmen kararın başlık sonrasında gelen ilk paragrafında “bozma kararına uyularak” ibaresine; (1) nolu bendinde ise, bozma geçiren dosyalar için formüle edilmesi gereken ibarelere yer verilmesinin maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, YHGK’nın 21.03.2012 tarih ve 10-20 E, 235 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bozma sebebine göre inceleme sırası gelmemekle birlikte sadece mahkemenin hükmündeki hatanın varlığına işaret eden, hükmü o yönden eleştiren, mahkemenin aynı hataya düşmemesi için ona bir tavsiye ve yol gösterme amacına yönelik bulunan ifade ve açıklamalar ile bozma ilamlarında “kabule göre de” veya “kaldı ki” gibi söz dizinleriyle başlayan ifadeler usul hukuku anlamında “bozma” niteliği taşımamaktadır. Yerel mahkemelerin, bozma ilamında yer alan bu tür ifade ve açıklamalara ilişkin direnme ya da uyma kararı veremeyecekleri belirgindir. Bozmada işaret edilen bu tür ifade ve açıklamalar ile eleştirilere karşı direnilmesi veya usuli anlamda bozma niteliği taşımayan bu hususlara uyulması mümkün olmadığından, aynı hususların Hukuk Genel Kurulu’nca da incelenmesi olanaklı değildir. Anılan bozma ilamının 2. sayfasında ” kabule göre de” ibaresi ile başlayan paragrafın, 2 nolu bozma nedeni içerisinde kaleme alınması da maddi hataya dayalı olup, bu hususun da HMK’nın 304. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, Dairemizin bozma ilamının başlık sonrasında gelen ilk paragrafında yer alan “bozma kararına uyularak” ibaresi ile bozma ilamının (1) nolu bendinin tamamının ilamdan çıkarılarak, (1) nolu bent olarak, “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.” cümlesinin yazılması, “kabule göre de” ibaresi ile başlayan paragrafın başına “3-” numarasının yazılması ve bu paragrafın “SONUÇ” bölümünden hemen önce son paragraf olarak bozma ilamına yerleştirilmesi suretiyle maddi hatanın düzeltilmesine, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.