Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7809 E. 2014/1144 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7809
KARAR NO : 2014/1144
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2013/359-2013/184

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı kooperatif vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften ev satın aldığını, yatırım amaçlı aldığı ve hiç kullanmadığı konutu bir yıl altı ay sonra sattığını ve taşınmazla hiçbir ilgisinin kalmadığını, kooperatife üye olmadığını, davalının 6.580,00 TL aidat alacağı için Ümraniye 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/18823 esas sayılı dosyasıyla müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, takip konusunun kaynağının önceden kaybedilen davalara ilişkin tazminat ve masraflar olduğunu, müvekkilinden takip edilemeyeceğini ileri sürerek, üyelik sözleşmesi, taahhütnameler ile ödeme protokolünün hükümsüzlüğüne, Ümraniye 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/18823 esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, dairenin salt tapuda üçüncü kişiye devrinin üyeliği sona erdirmediğini, dolayısıyla kooperatife karşı üyelik ve sorumluluğunun devam ettiğini, usulüne uygun şekilde üyelik devri yada dairenin kooperatife iadesi sözkonusu olmadığından davacının üyeliğinin sürdüğünü, borçlarından kurtulmak amacıyla derdest davayı açtığını savunarak, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile davacının Ümraniye 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/18823 esas sayılı dosyasında davalıya 109,98 TL borçlu olmadığının tespitine, sair istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, icra takibine konu borca ilişkin menfi tespit istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun 7. maddesinde, temerrüt faizi, temerrüt faizinin üst sınırı ve yürürlüğü düzenlenmiştir.
Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. Kooperatif genel kurulunca , aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınmasına karar verilen temerrüt faizi, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilir.
Davaya konu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır. Dolayısıyla davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Belirtilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri karşısında, mahkemece takip tarihine kadarki işlemiş ve bundan sonra işleyecek aylık %3(yıllık %36) oranında hesaplanması yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.