Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/779 E. 2013/1639 K. 18.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/779
KARAR NO : 2013/1639
KARAR TARİHİ : 18.03.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkili birliğin eski üyelerinden olduğunu, ihtarlara rağmen borcunu ödememesi sebebiyle 31.01.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile ihraç edildiğini, 31.01.2011 tarihi itibariyle ….068,00 TL borcunu ihtara rağmen ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine asıl alacak ve ….157,01 TL faiz için başlatılan takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek,itirazın iptali ile %40 … inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif temsilcisi, davacı birliğe üye oldukları 08…..2006 tarihi itibariyle başka bir birliğe de üye olduklarını, bu nedenle üyeliklerinin geçersiz olduğunu, genel kurul kararları ve üye sayısına göre davalı kooperatifin aidat borcunun toplam ….159,… TL olduğunu, çeşitli tarihlerde ….500,00 TL aidat ödediklerini, buna göre bakiye borçlarının ….659,… TL olduğunu, gerçekte 2008 yılından itibaren birlik çalışmalarına katılmadıklarını, bu nedenle gerçek ihraç tarihinin 2008 olduğunu savunarak,davanın reddini ve kötüniyet tazminatı istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davalı kooperatifin davacı birlik üyesi olduğu, bir kısım aidat borçlarını ödediği, ödemediği aidatlar için ihtarname çekildiği, ikinci ihtara rağmen ödeme yapmayınca 2011 yılında üyelikten ihracına karar verildiği, birlik genel kurul kararları uyarınca üye sayısı itibariyle aidat ödenmesi gerektiği ve ibraz ettiği ödeme belgeleri ve banka hesap özetine göre, takip tarihi itibariyle ….068,00 TL ödenmemiş aidat borcunun bulunduğu, fakat ….05.2011 tarihli genel kurulda alınan karar gereğince borca faiz uygulanmayacağı gerekçesiyle,davanın kısmen kabulü ile itirazın asıl alacak üzerinden devamına ve asıl alacağın %40’ı oranında … inkar tazminatına karar verilmiştir.
Kararı, davalı temsilcisi tarafından temyiz etmiştir.
Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen … takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bir kooperatif ortağının istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …/son maddesi uyarınca sorumlu
olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Takibin salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra başlatılması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun’un …/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir. İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de talep halinde sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifanın ulaşması ya da ihracın kesinleşmesi tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen “aidat alacağı” kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK’nın vekaletsiz … görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir. Her üye, üye olurken, üyeliğinin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir.
Somut olayda, ….04.2011 tarihinde girişilen takip öncesinde anılan ihraç kararı davalıya 04.02.2011 tarihinde tebliğ edilmiş ve karar 04.05.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Davalının 01.04.2006 – 31…..2010 tarihleri arasında doğmuş aidat borcu takip konusu yapılmıştır. Davacının, davalının ihracının kesinleşmesinden önce doğmuş aidat borçları için takip başlatmasında ve itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı vardır. Davalının takip üzerine borcu ödememesi ve itiraz etmesi halinde, davacının duran takibi harekete geçirmek üzere bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Zamanında ödense idi kooperatifin kasasına girecek olan aidatın, çıkma payının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …/…. ve anasözleşmenin …/…. maddesi uyarınca ihracın kesinleştiği yılın bilançosunun 2012 yılında toplanan genel kurulda onaylanması suretiyle kesinleşmesini izleyen bir ayın sonunda muaccel olduğu tarihe kadar, kasada beklemesinde ve nemalanmasında tüm ortakların yararı bulunduğu kuşkusuzdur. Ortak ile kooperatif arasında istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle hesaplaşma yapılması gerektiği gibi, çıkma payının ödenmesi sırasında hesaplaşma tekrar gerçekleşecek olup, esasen ortağın çıkma payını talep edip etmeyeceğinin, bu talebin zamanaşımına uğrayıp uğramayacağının henüz belli olmadığı bir aşamada başlatılan takipte hukuki yarar vardır ve aidat borcunun çıkma payı olarak tekrar ortağa iade edileceğinden bahisle takipte hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılamaz. Aynı Kanun’un …/son maddesi varılan bu sonucu bertaraf eden bir düzenleme değildir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davalı tarafça cevap dilekçesinde ödemelerin ….500,00 TL olduğunun belirtilmiş olması ve bilirkişi tarafından bu miktar esas alınarak hesap yapılmış olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir,
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ….03.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Davacı kooperatif ….068,00 TL asıl, ….157,01 TL işlemiş faiz için ….04.2011 tarihinde ilamsız … takibinde bulunmuş, davalı da kooperatif üyeliğinden ayrıldığından bahisle borca itiraz ile takibi durdurmuştur.
Davacı kooperatif ….04.2011 tarihli … takibinden önce akçalı ödemeleri yapmadığından bahisle ihtarlara dayalı olarak almış olduğu ihraç kararını davalıya 04.02.2011 tarihinde tebliğ etmiş, … aylık sürenin dolmasıyla ihraç kararı 05.05.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
Henüz ihraç kararı kesinleşmeden … takibine başvuran davacı taraf, takibe itiraz üzerine kesinleşmiş bulunan ihraç kararına rağmen ….06.2011 tarihinde itirazın iptali istemiyle dava açmış, mahkemece, ….068,00 TL asıl alacağın takip tarihinden yasal faiziyle takibin devamına, %40 … inkar tazminatına, fazlanın reddine karar verilmiş, davalı da bu kararı temyize getirmiştir.
Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümlerine göre çıkarılan ortak yerine yeni ortak alınmış ise, çıkma payı çıkarılan ortağa derhal, eğer böyle bir hal yok ise çıkarma kararını takip eden genel kurul tarihinden bir ay sonra genel gider payı düşüldükten sonra çıkma payı çıkarılan ortağa ödenir.
İade yükümlülüğünün henüz muacceliyet kazanmadığı dönemdeki davacı kooperatifin iade ile yükümlü olduğu alacağın tahsiline imkan veren yorum ve çözüm şekli 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …/son cümlesine uygun düşse de, bu hal aynı Kanun’un …/son fıkrası hükmünü ihlal etmektedir.
Uyuşmazlık yönünden 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …/son “çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür.” derken, aynı Kanun’un …/son cümlesi “ortaklığın düşmesi alâkalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” diyerekten aynı konuda tezat bir düzenleme getirmiştir. Kanuni düzenlemede çelişmeyi hakim her somut olayın niteliğine göre inceleme ve değerlendirme yaparak uygun bir sonuca varmalıdır.
Bu inceleme ve değerlendirme yapılırken ihraç kararının kesinleşmesiyle başlangıçta alacaklı olan kooperatifin iade borçlusu durumuna düştüğü, muacceliyetle birlikte iade kapsamında olan paranın tahsilinde hukuki menfaatin zayıfladığı, bu nitelikteki paranın tahsili yönünden yargı organlarının ve … teşkilatının gereksiz yere meşgul edildiği, emek ve zaman kaybına neden olması yanında ucuz ve ekonomik de olmadığı, özellikle paranın tahsili yönünden kazandırma sebebinin de ortadan kalktığı da gözetilerek, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …/son maddesinin uygulanmasını temin eden yorum ve çözüm tarzının hakkaniyet durumuna ve menfaat dengesine uygun düştüğü, bu yorum ve çözüm tarzını üstün tutmanın daha isabetli olacağını kabul etmek, hakkaniyete ve adalete yaslanan bir çözüm şekli olacaktır.
Öte yandan, ihraç kararının kesinleşmesi itirazın hükümden düşürülmesi sonrası ilamlı … takibi aşamasında olsa dahi davalının ilamlı … takibine karşı hükmün verilmesinden sonra ortaya çıkan ve borcu sona erdiren ya da ödemekten kaçınma yetkisi veren sebeplere dayalı olarak menfi tesbit davası açılabileceğinde tereddüt etmemek gerekir(Bkz. Ahmet Türk, Menfi Tesbit Davası, Ank.2006, s.174).
Belirttiğim sebeplerle davalının, temyizinin sair itirazlarının reddi ile, tahsile imkan veren yerel mahkeme kararının ihraç kararının kesinleşmesi sonrası, çıkma payını iade ile yükümlü olan davacı kooperatifin alacak istemiyle mahkeme önüne getirdiği itirazın iptali şeklinde görülen davada, davacının muacceliyet kazanmasa bile alacaklılık sıfatı sona erdiğinden, bu alacağın tahsilinde ortaklık sıfatının sona ermesiyle birlikte aktif davacılık sıfatı kalktığından, alacağın tahsiline ilişkin kazandırma sebebi de kalmadığından, böyle bir alacağın tahsilinde davacının hukuki bir yararı da bulunmadığından, yerel mahkeme kararının bozulması görüşündeyim.
Yukarıda izahını yaptığım sebeplerle, yerel mahkeme kararının bozulması düşüncesinde olduğumdan, aksi yönde onama şeklinde oluşan Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.