Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7754 E. 2014/1227 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7754
KARAR NO : 2014/1227
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2011/215-2013/238

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ve karşı davacılar vekili avukat M. D.., davalı B.. Ş.. ve 3 arkadaşı vekili avukat H.S.., davalı İ.. T.., Ali N. L.. vekili avukat R. G.. ile davacı-karşı davalı vekili avukat O. K..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davacı yüklenicinin inşaatı tamamladığını, iskân izni belgelerini aldığını, ancak davalı arsa sahiplerinin sözleşmenin 26. maddesi gereğince davacıya ait bağımsız bölümler üzerindeki inşaat ipoteğini ihtarnamelere rağmen kaldırmadıklarını ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümler üzerinde bulunan ipoteklerin kaldırılmasını ve sözleşmede düzenlenen, ipoteğin zamanında kaldırılmaması halinde ödenmesi gereken cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, halen eksik ve kusurlu işler bulunduğunu, iskân izninin usulsüz alındığını ve iptali için idare mahkemesinde dava açıldığını savunarak, davanın reddini istemişler; bir kısım davalı arsa sahibi vekili, karşı davada, eksik ve kusurlu işbedeli ile sözleşmenin 47. maddesi ve devamında belirlenen inşaatın süresinde ve gereği gibi bitirilmemesi halinde ödenmesi gereken cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, inşaatın tamamlandığı, ipoteğin kaldırılması şartlarının gerçekleştiği ancak cezai şartın koşullarının bulunmadığı, site duvarında ayıplı imalat olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile bir kısım bağımsız bölüm üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasına ve cezai şart talebinin reddine; karşı davada ise, ayıplı imalat nedeniyle karşı davacıların hisselerine düşen miktarın tahsiline, ceza koşulu alacağının oluşmadığı gerekçesiyle, cezai şart isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Asıl davada, 12.05.2004 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edimlerin tümüyle yerine getirildiği ileri sürülerek, dava dilekçesinde bildirilen bağımsız bölümler üzerindeki arsa sahibi lehine tesis edilen ipoteklerin terkini talep edilmiş; 13.03.2013 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesi ile de D bloktaki dört adet bağımsız bölüm üzerindeki ipoteklerin de terkini istenmiştir.
Öncelikle, yüklenici tarafından inşaata, 24.07.2009 tarihinde yapı kullanma izin belgesi alınmış ise de işin projesine ve imar mevzuatına aykırı olduğu iddiasıyla, belgenin iptali için İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 2013/701 esas sayılı davanın açıldığı, ayrıca bu belgeyi düzenleyen belediye görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğu bildirilmiştir. Dava konusu bağımsız bölüm üzerindeki ipotekler, arsa sahibi lehine konulmuş teminat ipotekleri olduğundan iddia gibi, gerçekten, inşaatın, projesine ve imar mevzuatına aykırı yapıldığının saptanması halinde, yapı kullanma izin belgesinin iptali sözkonusu olabileceğinden, hem idari davanın hem de açılmışsa ceza davası dosyasının incelenerek ve gerekirse sonucunun beklenerek hüküm verilmesi gerekirken, belirtilen bu hususların gözden kaçırılması hatalı olmuştur.
Bunun yanında, D bloktaki bağımsız bölüm üzerinde mevcut ipoteklerin de ıslah yolu ile fekki istendiği halde, bu husus değerlendirilmeksizin bir yandan D blok hakkında talep olmadığından bahisle, bir yandan da şartları oluşmadığından bahisle çelişkili gerekçe ile D bloktaki bağımsız bölümler yönünden red kararı verilmesi de kabule göre doğru olmamıştır.
Karşı davada, sözleşmenin 47 ve devamı maddelerine istinaden cezai şartın tahsili de talep edilmiştir. Mahkemece, istenilen cezai şartın mahiyetinin ne olduğu, inşaatın tümüne mi, bir kısım bağımsız bölümlere ilişkin mi talep edildiği, karşı davacılara açıklatılmadan ve buna uygun inceleme ve değerlendirme yapılmadan, karar yerinde, hem işin süresinden sonra teslim edildiği hem de gereği gibi bitirilmediği belirtildikten sonra, koşullar oluşmadığından karşı davadaki cezai şartın reddine karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı şirkete verilmesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.