Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7696 E. 2014/1554 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7696
KARAR NO : 2014/1554
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2012/241-2012/408

Taraflar arasında görülen karşılıklı tazminat davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 24.06.2013 gün ve 2414 Esas, 4355 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
– KARAR –
Asıl davada davacılar vekili, ıslah dilekçesiyle, müvekkillerinin murisi R. P.ve Y. D. ile arsa sahibi davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, yapılan inşaattaki imalat bedelinden R. P. yarı hissesine tekabül eden 135.828,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacıların taleplerinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı davada, inşaatın halen bitmediğini, yapılan işin kalitesiz olduğunu, bu nedenle uğradıkları zarar için şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslahla davaya konu yerin bitirilerek işletmeye alınmamasından kaynaklanan 428.000,00 TL kira kaybının tahsilini talep etmiştir.
Karşı davada davalılar vekili, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davada, 33.851,91 TL’nin davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2009 tarih ve 2008/5311 E., 2009/3344 K. sayılı ilamıyla, davacıların murisi R. P. ile ortağı dava dışı Y. D. yüklenici sıfatlarıyla, davalıya ait inşaatı yapmış oldukları ileri sürülerek; Rıza’nın mirasçılarınca hak edilen imalat bedelinin yarısının davalıdan tahsili istendiğine göre; Rıza ile Yılmaz’ın adi ortaklığın ortaklarından olduğunun anlaşıldığı, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi, dava ve taraf ehliyetinin de bulunmadığı, adi ortaklık, iştirak kurallarına tabi olduğu için, davaların, Türk Medeni Kanunu’nun 702. ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 534. maddeleri gereğince bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiği, ancak, tek ortak tarafından davanın açılmış olması halinde, davacıya diğer ortakların davaya katılması veya onaylarının alınıp kendisine temsil yetkisini vermelerini sağlamak üzere uygun süre verilmesi ve taraf teşkili sağlanması durumunda, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilebileceği, bu hukuksal sebeplerle, davanın görülebilirlik koşulu yerine getirilmeden, davacı-karşı davalı tarafın davasının esasına girilerek karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, tüm dosya kapsamına göre, asıl davada, 67.703,82 TL’nin davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine dair verilen kararın taraf
vekillerince temyizi üzerine, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 16.02.2012 tarih ve 2011/3799 E., 2012/876 K. sayılı ilamıyla, karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, 10.02.2006 tarihli ıslah dilekçesinde, davacıların murisi R. P. ile ortağı dava dışı Y. D. yüklenici sıfatlarıyla, davalıya ait inşaatı yapmış oldukları ileri sürülerek Rıza’nın mirasçılarınca hak edilen imalât bedelinin yarısının davalıdan tahsili istediği, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ise, davacıların murisi R. P. ile Dairenin 04.06.2009 tarihli bozma ilamı uyarınca davaya muvafakati alınan ortağı Y.D. oluşturduğu adi ortaklığın yaptığı imalat tutarının 67.703,82 TL olarak belirlendiği, bu tutarın asıl davada hüküm altına alındığı, oysa Rıza mirasçıları olan davacıların 10.02.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile murisleri Rıza’nın adi ortaklıktaki 1/2 payı oranında iş bedelini talep etmiş oldukları, o halde mahkemece 67.703,82 TL imalat bedelinin 1/2’si olan 33.851,91 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, imalat bedelinin tamamının hüküm altına alınmasının doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, tüm dosya kapsamına göre ve bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, asıl davada, 33.851,91 TL’nin davalıdan tahsiline, karşı davada daha önce verilen ret kararının bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 24.06.2013 tarih, 2414 E., 4355 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 54,35 TL harç ve takdiren 452,00 TL (226,00×2) para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.