YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7689
KARAR NO : 2014/1185
KARAR TARİHİ : 19.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2012/219-2013/87
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkiline ferdileşme sonucu teslim edilen villanın deprem nedeniyle hasara uğradığını ve belediye tarafından yıkıldığını, eşitlik ilkesi gereği davalının müvekkiline sağlam ve eksiksiz bir konut teslim etmesi gerektiğini ve ayrıca müvekkilinin aradan geçen dönem için kira gelirinden mahrum kaldığını ileri sürerek, üyeliği karşılığında tam ve eksiksiz bir villanın tapuda müvekkili adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin ve şimdilik 1.000,00 TL kira bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının da katıldığı 25.06.2000 tarihli genel kurulda deprem nedeniyle konutları hasar gören üyelerin meydana gelen zarara katlanmalarına karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 33.250,00 TL tazminat ve 1.000,00 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline dair karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2009 tarihi ve 2008/96 E., 2009/4085 K. sayılı ilamı ile; hükme esas bilirkişi kurulu raporundan, davacının yıkılan villasının yerine yeni bir villa yapılabilmesi için harcanması gerekli inşaat gideri yanında arsanın değerinin de rayiç bedel olduğu bildirilen meblağa dahil edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, davacının değerini değil sadece, bu yere yeni bir villayı yapması halinde harcayacağı işçilik ve malzeme dahil yapım giderini talep edebileceği gözetilerek, bu yönün aydınlığa kavuşturulması, bu konuda ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, arsanın rayiç değerinin 12.500,00 TL, binanın rayiç değerinin de 22.750,00 TL olduğu, binanın rayiç değerinden zarara diğer ortaklar ile birlikte katlanmak durumunda olan davacının payına düşen meblağın tenzili sonucunda, davacının 21.612,50 TL tazminata hak kazandığı gerekçesiyle, bu miktarın davalıdan tahsiline dair karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, bu kez Dairemizin 22.05.2012 tarih ve 2104 E., 3520 K. sayılı ilamıyla, bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bozma ilamında davacının isteyebileceği tazminatın kapsamı açıkça gösterilerek bu yönün aydınlığa kavuşturulması istendiği halde, hükme esas alınan 07.11.2005 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen rayiç değer üzerinde oranlama kurularak hesaplama yapıldığı, raporun bu haliyle hüküm kurmaya yeterli olmadığı, yeni bir villa yapımı için dava tarihi itibariyle davacının harcayacağı işçilik ve malzeme dahil yapım giderine ilişkin olarak rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre; binanın işçilik ve malzeme dahil maliyetinin 39.600,00 TL olduğu, 20 üyeli kooperatifte bu zarardan davacının payına düşen 1.980,00 TL’nin tenzili neticesinde, davacının toplam 37.620,00 TL tazminata hak kazanacağı belirlenmiş ise de, 21.612,50 TL’nin tahsili yönünde verilen bir önceki kararın davacı tarafından temyiz edilmemekle, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, bu durumda davacı yararına en fazla bu miktara hükmedilebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 21.612,50 TL’nin davalıdan tahsiline, kira bedeline ilişkin hüküm kesinleşmiş bulunduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
Dava tarihi 01.05.2003 olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 12.05.2012 olarak yazılmış olması, HMK’nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re’sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.