Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7658 E. 2014/1328 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7658
KARAR NO : 2014/1328
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2010/719-2013/235

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma isteminin red edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında 27.02.2007 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre 4 adet bağımsız bölümün iskânı alınmış şekilde tesliminin taahhüt edildiğini, projeye aykırı ve eksik işler sebebiyle iskânın alınmadığını, dairelerinin müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca zemin katta 3+1 dairenin müvekkiline ait olması gerekirken, davalı yüklenicinin bodrum katta sığınak vb. eklentilerden kaçak olarak inşa ettiği ve alanı daha küçük olan 1+1 daireyi müvekkiline teslim etmek istediğini, ayrıca yangın merdiveni, su deposu, çevre düzenlenmesinin yapılmadığını ileri sürerek, verilmesi gereken daire ile fiilen verilen daire arasındaki bedel farkı ve kira tazminatı ile iskân ruhsatı alınması ve eksik imalatın giderilmesi için eksik işler bedeli toplamı olarak şimdilik 15.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, 05.10.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 124.800,00 TL olarak attırmıştır.
Davalı vekili, müvekkilinin yüklenici olarak edimlerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğini, sözleşme yapılırken numaralandırmanın yanlış yapıldığını, davacıya isabet eden dairenin bodrum kattaki projeye aykırı oluşturulmuş, iskânın alınması mümkün olmayan 1+1 daire olduğunu, inşaat sözleşmesinde dairelerin yüzölçümlerinin kararlaştırılmadığını, istenen kira tazminatının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen birinci bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki inşaat sözleşmesi uyarınca davacıya zemin kattaki 3+1 dairenin isabet ettiği, ancak fiilen bodrum kattaki projeye aykırı oluşturulmuş, iskânın alınması mümkün olmayan 1+1 dairenin teslim edilmek istendiği, her iki daire arasındaki değer farkının 95.000,00 TL olduğu, sözleşmede öngörülen 13.08.2009 teslim tarihi itibariyle teslimin gerçekleşmemesi nedeniyle dava tarihine kadar 12.000,00 TL kira alacağının doğduğu, inşaatttaki projeye aykırılıkların giderilmesi için 17.800,00 TL masraf yapılması gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile 12.800,00 TL’nin 15.000,00 TL’sinin dava tarihinden, kalan kısmının islah tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-a) Davalı vekilinin gecikme tazminatı ve değer farkına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
6100 sayılı HMK’nın 266/1. (1086 sayılı HMUK’nın 275.) maddesi “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 282. (1086 sayılı HUMK’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmünü, HMK’nın 281. (HUMK’nın 283.) maddesi uyarınca hakimin bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır.
Mahkemece çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren halin varlığı kabul edilerek iki ayrı inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmış ise de daireler arası değer farkı ve gecikme tazminatı yönünden, her iki raporda büyük farklılık olduğu gözetilerek üçüncü bir bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan, tarafların raporlara itirazlarını da karşılayan, ilk ve ikinci bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi gideren açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp oluşacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, davalı vekilinin itirazları üzerine ikinci bilirkişi raporu alınması yoluna gidildikten sonra somut dayanakları açıklanmaksızın ilk alınan bilirkişi raporundaki gerekçelerin yerinde görüldüğü belirtilerek ilk bilirkişi raporuna itibar edilip hüküm tesisi doğru olmamıştır.
b)-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2-b ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.