Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7569 E. 2014/1555 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7569
KARAR NO : 2014/1555
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2011/804-2013/243

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde hizmet ve ambar binalarının temizliği, hamaliye işleri ve hizmet binasının kalorifer yakım işinde toplam 10 işçinin istihdam edilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca gerekli hazırlıklarını yaparak eleman temin etmesine rağmen sözleşme süresince 3 işçisinin iş yerine uygun kriterde olmadığı gibi soyut gerekçelerle iş yerine alınmayıp, çalıştırılmadığını, daha işin başında işe başlatılan 5-6 kişinin müvekkili şirketten istifası sağlanıp kendi bünyelerine alındığını, davalı kurumun 10 kişi üzerinden anlaşma yaptığını, ancak sürekli olarak 10 kişinin altında işçi çalıştırıldığını, ayrıca sözleşmeye rağmen çalıştırılmayan kişiler üzerinden % 9 asgari ücret farkından mahrum kalındığını, bu nedenle kâr kaybına uğradığını ileri sürerek, şimdilik 15.000,00 TL’ nin en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin bitim tarihinden önce müvekkili tarafından sözleşmenin süresinin uzatılmayacağının bildirildiğini, sözleşmeye göre hak edişlerin ödendiğini, davacı şirketin herhangi bir zararı ve kâr kaybı olmadığını, işçilerin davacı şirketten ayrılmasında müvekkilinin dahli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki 15.03.2010 tarihli Birim Fiyat Hizmet Alımı Sözleşmesi’nin 29. maddesi kapsamında %80’inden (119.220,48 TL.) fazlası olarak davalı kurumca 126.496,69 TL’nin davacının hak edişi olarak düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 29. madde gereğince davacı kurumun sözleşme bedelinin %80’ine kadar iş eksiltme hakkı bulunduğu, bunu aşması halinde cezai şart olarak belirli bir yüzde tazminat ödemesinin kabul edildiği, ancak davaya konu olayda sözleşmede belirlenen iş eksiltme oranının aşılmadığı, ayrıca sözleşmenin 16. maddesi uyarınca davalı kurumun işçilerin değiştirilmesini isteme hakkı bulunduğu belirtilmiş olup, davacı şirketin davalı kurumun kötüniyetli hareketi ile kendisinin kâr kaybı ve zararına neden olduğu yönündeki iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki 15.03.2010 tarihli hizmet alım sözleşmesi gereğince 10 işçi istihdam edilmesi kararlaştırılmış olmasına rağmen daha az sayıda işçi ile işin yaptırılması sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24/son maddesi “Sözleşme bedelinin % 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorundadır. Bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin % 80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödenir.” hükmünü içermektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 29.1/son maddesinde de paralel düzenleme yapılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi tarafından davalının bu madde kapsamında %80’e kadar iş eksiltme hakkı bulunduğu, somut olayda bu oranın aşılmadığı görüşü bildirilmiştir. Ancak, gerek 4735 sayılı Kanun’un 24/son, gerekse taraflar arasındaki sözleşmenin 29.1/son maddelerinde iş azalışı ile ilgili düzenlemeler getirilmekte olup, işçi azaltılması yolunda bir düzenleme bulunmadığından, mahkemece, işçi azaltılmasının bu maddeler kapsamında ele alınıp, değerlendirilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, taraf delilleri değerlendirilerek ve davacının iddia ettiği zararın oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı hususlarında, uzman bilirkişiden ya da bilirkişi kurulundan denetime elverişli bir rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, gerekçeli karar başlığında 26.08.2011 olan dava tarihinin, 12.09.2011 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.