Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7545 E. 2014/290 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7545
KARAR NO : 2014/290
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2012/13-2012/201

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Mahkemece kayıt kabul talebi hakkında verilen hüküm temyiz eden davacı vekiline 28.11.2012 günü tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi İİK’nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra 12.12.2012 tarihinde verilmiştir. Tebligatın usulsüzlüğü de ileri sürülmediğinden, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında Yargıtay tarafından da karar verilebileceği kabul edilmiş olmakla, temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Muhalefet Şerhi

Genel mahkemelerde görülen iflasta sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen kararlara karşı temyiz kanun yolu bakımından, temyiz süresinin kaç gün olduğu, sürenin tefhimden mi tebliğden mi başlayacağı konusunda İİK’da açıklık yoktur. Dairemizin sayın çoğunluğu İİK’nın 164/1 uyarınca temyiz süresinin 10 gün olduğunu kabul etmektedir. İİK’nın 164/1 iflas davasında kararın tebliğinden itibaren temyiz süresinin 10 gün olduğunu
düzenlemiştir. Bu hüküm istisna getiren bir düzenleme olup sadece iflas davasına ilişkin verilen kararla sınırlı uygulanabilir. İstisnanın dar yorumlanması, kıyas yoluyla genişletilmemesi ana kural olduğuna göre aynı hükmün genel mahkemelerden olan ticaret mahkemesinde görülen iflasta sıra cetveline itiraz davalarında uygulanamayacağı açıktır. İİK’da düzenlendiği halde genel mahkemelerde görülen itirazın iptali, menfî tespit davası ve tasarrufun iptali davalarında olduğu gibi, aynı şekilde genel mahkemelerden olan ticaret mahkemesinde görülen iflasta sıra cetveline itiraz davalarında verilen karar bakımından, kanunda istisnai bir düzenleme yer almadığından, temyiz süresi de genel hükümlere göre belirlenmelidir. Buna göre 1086 s. HUMK’nın 432 uyarınca temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren 15 gün (uygulamaya girmesi halinde 6100 s. HMK’nın 361 uyarınca bir ay) olarak kabul edilmelidir.
Nitekim İİK genel mahkemelerde görülen davalarda genel uygulamadan ayrılıp istisna getirmişse bunu iflas davası yönünden İİK’nın 164/1’de olduğu gibi kararın tebliğinden, iflasın ertelenmesinde İİK 181 atfıyla 164/1’de kararın tebliğinden, iflasın kaldırılması davasında İİK 182’de kararın tebliğinden, konkordatonun tasdik ya da reddinde İİK 299’da kararın tefhiminden, konkordatonun bir alacaklı yönünden feshinde İİK 307’de kararın tebliğinden, konkordatonun tamamen feshinde İİK 308/2 atfıyla 299’da kararın tefhiminden itibaren 10 gün olduğunu açıkça düzenlemiş, icra mahkemesinden verilen istisnaen temyiz yolu tanınan kararlar için de İİK 363’de 10 günlük temyiz süresi olduğunu kanun düzenlemiştir.
Dairemiz kurulmadan önce bu tür davalara bakan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2010 tarih 2009/12367 E, 2010/1590 K sayılı kararındaki karşı oydaki görüş ile doktrinde Prof. Dr. B. Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı Ankara 2013 s. 1332-1333’de temyiz suresinin genel hükümlere uygun olarak 15 gün olduğunu ileri sürmekte, yine Prof. Dr. T. Muşul da İcra İflas Hukuku 5. baskı Ankara 2013 s. 1409-1410’da yukarıda zikredilen karşı oydaki görüşe atıfla gerekçelendirerek temyiz süresinin genel hükümlere göre belirlenebileceğini zikretmektedir.
Hal bölye olunca iflas sıra cetveline itiraz davalarında iflas davası için hüküm içeren İİK 164/1. maddesinin uygulama yeri bulunmadığını, genel hükümlerin uygulanması ile HUMK 432 uyarınca temyiz süresinin 15 gün olduğunu (uygulanması halinde 6100 s. HMK 361 uyarınca bir ay olduğunu) kabul ettiğimden, temyiz süresinde olduğundan, işin esasının incelenmesi görüşünde olduğumdan aksi yönde oluşan Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 20.01.2014