Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7522 E. 2013/7248 K. 20.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7522
KARAR NO : 2013/7248
KARAR TARİHİ : 20.11.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Şikayetçi vekili, müflis şirket ile dava dışı … Garanti Fonu A.Ş. arasındaki kredi ilişkisinden doğan borç sebebiyle taraflar arasında kefalet taahhütnamesini kefil sıfatıyla imzalandığını, müflis şirket ile garanti fonu A.Ş. arasında, aynı borç nedeniyle, … 34. Noterliği’nden tanzim ve tasdikli 15/10/2009 tarih ve 22642 yevmiye no’lu düzenleme şeklinde ticari işletme rehini sözleşmesi imzalandığını, asıl borçlunun borcu ödememesi nedeniyle yapılan takip sonucu müvekkilinin icra dosyasına borcu ödediğini ve alacağa halef olduğunu, akabinde taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını düzenlenen sıra cetvelinde müvekkili alacağının 4. sıraya kaydının yapıldığını, oysa davacı alacağın, davacının bu alacağa ilişkin olarak, noterlikçe düzenlenen işletme rehini sözleşmesine konu mallar üzerindeki rehin hakkı sebebiyle rüçhanlı alacak olarak sıra cetveline kaydı gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
İcra Mahkemesince, iddia ve dosya kapsamına göre, müflis şirket ile Kredi Garanti Fonu A.Ş. tarafından imzalanan 15.10.2009 tarihli Ticari İşletme Rehni sözleşmesinin 180.000-TL limitli olup, bu sözleşmede davacının kefaletinin bulunmadığı, davacının kefalet taahütnamesini 150.000-TL’lik kullanılan ve kullanılacak her türlü krediler için imzalandığı, alacaklı tarafından yapılan icra takibinin ilamsız icra takibi olup, rehinli borç nedeni ile ödenmiş bir kefalet bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
Ticari işletme rehninin kimler arasında kurulabileceği 1447 sayılı Kanun’la belirlenmiştir. Davacının bu kanun uyarınca Ticari İşletme Rehni taraflarından biri olup olamıyacağı, dolayısıyla rehin haklarından yararlanıp yararlanmayacağı somut uyuşmazlıkta önem arzetmektedir. Bu nedenle, mahkemece, taraf delilleri toplanarak ticari işletme rehni sözleşmesinin 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun 2, 3, 4 ve 5 nci maddeleri uyarınca şikayetçi açısından geçerli olup olmadığı üzerinde durularak, ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, eksik ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.